erler film

entry9 galeri
    9.
  1. 80'lerdeki filmlerinin nerdeyse hepsinin senaristi erdoğan tünaş, jönü de tarık akan'dır. yönetmen bazen halit refiğ olur, bazen orhan elmas. art direktör'se her zaman sohban koloğlu'dur.

    hepsinin konusu üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri anlatır, kastlarının bir kısmı aynıdır veya fenotipler çok benzerlerden seçilir: suistimale konu olan salak şehirli veya köylü kız, mama, pezevenk-hötöröf, şebekeye kadın toplayan playboyla, mafya babası, polis müfettişi vs vs..

    genelde bolca uyuşturucu eleştirisi yapılır ama çok tepeden inme olduğu için bazen artık iş reklama döner.

    ilk filmlerde uyuşturucu yüzünden mahvolan, perperişan bir şekilde ölen gençler gösterilirken, artık 80'lerin sonlarına doğru işin sefa kısmı daha çok göze çarpar. Belki toplum alacağı dersi zaten aldığından, belki de daha iyi izlenme aldığından.

    mesela taçsız kraliçe'nin sonunda ahu tuğba'nın eroin yüzünden güzelliğinden eser kalmaz, üç kuruşa muhtaç kalır ama öteki filmlerde bu kadar korkunç gösterilmez. Kokaine falan o kadar sallamazlar yani, daha lalettayin gösterirler.

    filmlerin kimisini devletin çektirdiği söylenegelir, hatta cem yılmaz da erşan kuneri'de buna atıfta bulunur ki bahsi geçen kötü mal bölümü vazife uğruna ve beyaz ölüm filmlerinin üç aşağı beş yukarı aynısıdır. daha doğrusu espriler bu filmlerdeki komik durumlardan modellenmiştir.

    filmler bu kadar benzerliğe rağmen seri olmaz, aynı isimde karakterlerden oluşmaz. yalnızca cüneyt arkın'ın polis müdürü olduğu iki film birbirini tamamlar görüntüdedir.

    buna karşın tarık akan için bu filmlerin önemi, ertem eğilmez tarafından aforoz edildikten ve sosyalist sinemayla rabıtası kalmadıktan sonra sektörde kalmasına imkan vermiştir. Yani Tarık Akan'ın artık ufaktan orta yaşının gelip geçiyor olduğu dönemde sinemaya tutunmasını sağlamıştır. Çünkü zaten seks filmlerinin yarattığı erozyon belli oranda sürerken belki de bir şekilde sinema yapmak isteyenlerin az sayıdaki şansından biriydi.

    aynı şekilde bu filmlerde tarık akan'ı polis amiri olduğu filmlerin çoğunda daha sonra arka sokaklar'da senelerce yine bu rolü sürükleyecek olan zafer ergin seslendirir.

    mafya babaları ve kötü adamlarsa genelde mehmet ali erbil'in babası saadettin erbil tarafından konuşulmuştur. kaşesi ne kadar yüksek olursa olsun türker inanoğlu bu seslendirme kastından asla vazgeçmemiştir.

    zaten filmler genç figürasyonun dışında ahu tuğba, eray özbal, belkıs dilligil, şemsi inkaya, ünsal emre, mehtap ar, çiğdem tunç, nuri alço gibi döneminde herkesin tanıdığı oyuncular seçilmiştir. yani aslında yapımcı hiçbir zaman bu filmlere b-movie gözüyle bakmamıştır.

    senaryolar zaman zaman çok karton bir hal alsa da enteresan biçimde sonuna kadar izletirler kendilerini, ki bu arka sokaklardan da alışık olduğumuz bir şeydir. tempolar kolay kolay düşmez.

    aslında türker inanoğlu'nun arka sokaklar'a bu kadar emin başlaması ve başarılı olmasını sağlaması da bu filmlerdeki tecrübeden ileri gelir.
    3 ...