Büyücülük, cincilik, falcılık gibi şeylere yoğun ilgi duyan ve tuhaf giyim tarzı ve sıradışı aksesuarlarıyla dikkat çeken insanların bu rahatsızlığa sahip olma ihtimali yüksektir. Oldukça asosyal ve içe dönük kimseler olup iletişim kurmaktan hoşlanmazlar, aile dışında yakın arkadaşları ve ahbapları yoktur, sosyal anksiyete yaşarlar. Çoğunlukla yalnız yaşamayı tercih ederler. Duygulanımları sınırlıdır ve gülmekten hoşlanmazlar. Olayları ve başkalarının söylediklerini yanlış ve saçma bir şekilde algılayıp insanların kendilerine karşı olumsuz düşünceler beslediği ve zarar vermeyi amaçladığı sanrısına kapılabilirler. Sağlıklı diyaloglar kuramazlar; konudan konuya atlayabilir, aynı şeyleri tekrar tekrar anlatabilir, karşısındakinin bir şey anlamayacağı mantıksız konuşmalar yapabilirler. Depresyon ve kronik mutsuzluğa meyillidirler. Halüsinasyon görebilirler fakat bu hastalar şizofreniden farklı olarak, gördüklerinin gerçek olmadığının ve kendilerinde bir anormallik olduğunun bilincindedirler. Toplumun %2-3ünü etkilediği düşünülen şizotipal kişiliğin erkeklerde, ailesinde şizofreni olan kişilerde, bipolar hastalarında ve narsistik ve borderline kişilik gibi başka bir kişilik bozukluğuna sahip olanlarda görülebilirliği daha yüksektir.
Kadir mısırpüskülü'nün de böyle bir rahatsızlığa sahip olabileceği kanaatindeyim. Anlattığı Atatürkün ruhuyla konuştuğu, marxın cin olduğu, stalinin kumlara ayetel kürsi okuduğu gibi şeyler ve dondurmacımsı komik giyim şekli buna işaret ediyor.