81 hafta sonu.
Yüzbinlerce mil, buluşulan onca insan, gidilen onca yer…
81 hafta sonunun 1inde bile 2 saatini benimle paylaşmayı çok gören bir zihniyet.
Arada miller, fazla kmler, şehirler de yok. Sadece 2,6 km yarısını kat etse o da yeterdi. Değil yarısı 0,5 km gitse ben 2 km giderdim. Bu süre zarfında olduğu yerlerde ona eşlik edebilmeyi isterdim, tabi imkanım yok.
Defter mi? Ya vana dolabından tekrar çöpe gitmiştir ya da rafların en arkasındadır. Yanında taşıyacağını sanmıyorum.
Bir kere olsun fırsatlar için hesap kitap için değil, kendi kalemini düşüncelerini not alsa keşke.
Ama o yazar değil okur, ben okur değil yazarım. Cahilliğime rağmen anlamayı anlaşılmayı istiyorum. Anlaşılmamak, umursanmamak veya görmezden gelinmek gerçekten hakedilmediyse büyük bir saygısızlık. Saygı görmediğim yerde de saygı göstermek için eskisi kadar çabalayamam.
Merhamet müzesinin bir parçası olmak yerine dostluk/muhabbet müzesinin en değerli parçası olmayı tercih ederdim.
Yetişemeyeceğimi kabullendim, yenilgiyi kabullendim, yakışamayacağımı kabullendim, vasıflı bir insan gözüyle bakılmadığımı kabullendim. Bir başkasnın onun muhabbetini fethetmesi ihtimali bile eskisi kadar ruhumu daraltmıyor. Önüme bakmak en büyük silah, ama önümü görmeyi becerebilirsem o silah anlam kazanır.
Şampiyon olmak veya şampiyonlar ligine gitmek değildi hedefim, sadece bulunduğum ligde küme düşmek istemedim. Ama o kümeyi bir kere düşünce daha sonraki düşmeler için kaygılanmıyor insan. Amatöre kadar yolu var diyorsun. (10.05.2025)