Pişmanlık, insanın içini kemiren o “keşke”lerle başlar. Bir lafı söylemeseydim, o günü öyle harcamasaydım, belki de sadece biraz daha cesur olsaydım diye diye uzayıp gider. Geriye dönüp baktığında elinden hiçbir şey gelmemesi, belki de en ağır tarafıdır. Çünkü zaman geri sarmaz, ama hissettirdikleri kolay kolay gitmez. Sessizce yer eder içinde, bazen bir şarkıda, bazen bir sokakta, bazen durduk yere. Pişmanlık, bir anlamda geçmişle barışmayı bekleyen bir sızı gibidir.