deep purple şarkısı.
bu kadar kısa tanımlamak en kolayı aslında bu şarkıyı ya da çok sevilen harika bir şarkı demek. ama bu biraz acımasızca oluyor bu şarkıyla ilgili olarak. bu şarkı belki de dünya'da yaratılmış en güzel sanat eseridir. bu sebeple daha derin tahlil yapılması tarafımca zorunlu hale gelmiştir.
sondan başlayalım:
"sanırım ben hep
bir ganimet avcısı olacağım.. "
ilginç bir çeviri hatası. fortune kelimesini ganimet diye çeviren zihniyeti kınıyorum. türkçe'deki karşılığı fırsat,şans, ganimet olabilir. ama bu şarkıda değil.
doğru çevirinin
"sanırım ben hep
umudun askeri olacağım..." olmalı. neden mi?
now i feel i'm growing older
and the songs that i have sung
echo in the distance
like the sound
of a windmill goin' 'round
bu dizeler çeviri hatasından önceki dizeler. bu arada dikkatimizi çekmesi gereken bir kelime var: "windmill". bildiğimiz yel değirmeni işte. düşünün biraz yel değirmeni sesini sürekli duyan bir edebiyat kahramanı düşünün. ya da ben söyleyeyim: don küşot. aydınlıklar için yel değirmenleriyle savaşan yarım akıllı şövalye. "umudun askeri"dir don küşot. aydınlanmak için sabırla ve büyük bir umutla değirmenlerle savaşan şövalye. her seferinde gitmek zorunda kalmış bir şövalye. bir başına kalmayı öğrenen bir şövalye. şarkı da buna atıf yapıyor aslında. yani şarkının adı umudun askeridir. bahsettiği hikayeler de bunlardır.
devamla david coverdale belki ilk kez kullanıyor drifter kelimesini bir şarkıda. zaten oldukça genç bu şarkının sözlerini yazarken. belki de ilk şarkısı. ve kendine ilk defa "drifter" diyor. bu entry'de bahsi geçen şarkılarda da değiniyor daha sonra (#1617902).