iki yüzlülük veya çıkarcılık değildir esasında. sorarsınız haklı olarak neden diye. açıklayayım elimden geldiği kadar. bir adam düşünün ki tanrı'ya inanıyor ama hiç görmemiş, cennet ve cehenneme inanıyor hiç gidip gelmemiş. ahlak denen şeye de inanıyor ve ahlak ziyadesiyle soyut bir kavramdır çoğu beynin anlayamayacağı gibi. bu adam görmediği şeyler uğruna iyi bir insan olarak yaşıyorsa o adam çıkarcılıkla asla itham edilemez. çünkü ne cehennemin ne de cennetin neye benzediğinden haberi dahi yokken bu yaptırım ve ödül sisteminden ne gibi bir medet umabilir ki? anlamayacağınızı bile bile yazıyorum ya ona yanıyor içim.