kan kafatası boşluğuna hücum ederken, elleri ayakları aniden karıncalanmaya başlayıp birden boşalır, ayaktaysa küt diye yere yığılır, tıpkı zavallı aciz bir kum torbası gibi, elleri refleks haliyle kafasına uzanır ve komaya girer, kim olduğunu, doğduğu ülkeyi, inandığı hurafeleri, okuduğu kitapları unuttuğu karanlık bir düşle içsel bir muhasebeye çekilir ve hiçliğe tanık olduğunda aniden uzay boşluğuna savrulan bir toz zerreciği dehşete kapılırken zaman ve mekan algısı da kaybolur....