atatürk ün kuran ı kerim i tercüme ettirmesi

entry8 galeri
    3.
  1. II
    ayrıca baltacıoğlu dediğiniz zat ise millî mecmûa'da islâm dini hakkında,
    "... Hûlâsa islâm Dini'ni Türkleştirmek lazımdır." 5 demiş bir zât. onlar için bi ehemmiyeti olmayan bir mevzûudur.

    "Ahiren Kur'an'ın tercüme edilmesini emrettim. Bu da ilk defa Türkçe'ye tercüme ediliyor. Muhammed'in hayatına ait bir kitabın [Sahih-i Buhari'nin ] tercüme edilmesi için de emir verdim. Halk, tekerrür etmekte bulunan birşey mevcut olduğunu ve din ricalinin derdi ancak kendi karınlarını doyurup, başka bir işleri olmadığını bilsinler. Camilerin kapanmasına hiçbir kimse tarafta olmamasına rağmen,bunların bu suretle boş kalmasına taaccüb ediyor musunuz ?" 6

    yani câmiler boş kalıyor diye yıkılmasına razı mısınız arkadaşlar? bana nûrcu diyen dedelerinin dillerini anlamaktan âciz zâtlar için tercümesini de yaptım.

    Çobanlar güneş , bulut ve yıldızlardan başka birşey bilmezler . Yeryüzündeki köylüler de ancak bunu bilirler . Çünkü mahsulât havaya tâbidir . Türk, yalnız tabiatı takdis eder. (...) Ben bu muammayı kabul edemem. Takdise lâyık, ancak cemiyet-i beşeriyenin reisi olan kimsedir. 7

    Yorgi Pesmazoğlu adlı Yunanlı bir gazetecinin çıkan bir gazetede yazmış olduğu satırlar da kezâ aynı şekilde Kur'an'ın Türkçe tercümesinden beklenen faydaların, dindar halkın beklentilerinden çok farklı olduğunu göstermektedir : Vaktiyle Osmanlı imparatorluğu'nun kuvvetlenmesini mucip olan "din budalalığı ve tasavvuf , son zamanlarda bunun parçalanmasını intaç etmişti. Kemal'in kanaatince bu
    imparatorluk mâmulâtı, yabancı unsurlara istinad etmiş olduğundan memlekettin ve Türklerin öz malı değildi. Bunun içindir ki Kemal, , devleti dinî tesirlerden uzaklaştırmıştır. Kendisinin dediği gibi , bunu yalnız kanunlar ile uzaklaştırmamıştır ; Kur'an i Türkçe'ye tercüme ettirmekle , bunu her ­kesin malı yapmıştır . Bu suretle Kitab'ı okuyanlar, içindeki felsefi ahkâmın asrî bir devletin yurttaşlarının ihtiyacına kâfi gelemeyeceğini anlamışlardır. 8

    Mehmed Âkif ise, ilk yıllardaki şartların değişip, daha sonra hazırladığı Kur'an çevirisinin istemediği bir maksad için kullanılacağım anlayınca, aldığı ücreti iade edip bu işten vazgeçmiş , tüm ısrarlara rağmen
    çevirisini yetkililere teslim etmemişti. 9. Kemâl'in türkçe tercüme ile alakalı masada Sûre-i yâsin'i okutulur ve devamında,
    "Peki demin sen, "âdeta Allah'la karşı karşıya kalıyorum" dedin ; O'na kendi anlamadığın bir dille hitab ettin . Bu söylediklerinden sen birşey anlamadığın halde , Allah'ın mutlaka Arapça anladığına nasıl hükmettin?
    — Efendim , Kur'an-ı Kerim Arapça nâzil olmuştur da...
    — Evet ama , Kur'an-ı Kerim Arabistan'da , Arap milletine kendi diliyle hitab ediyordu. Sorarım size, Allah yalnız Arapların Allah'ı mıdır ?
    — Hayır efendim , Cenab-ı Hak , Rabb'ul-Âlemîn'dir !" 10.

    me'hâz.
    5 - Millî Mecmua, Türk inkılâbı Karşısında Müslümanlık, (ismail Hakkının
    Cevabı), 15 Mayıs 1928: krş. Osman Ergin, Türkiye Maarif Tarihi, V/1644,
    istanbul, 1943
    6 - Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri (1918-1937), 111/124-125, T.T.K., Ankara , 1989
    (4. bas.)
    7 - a.g.e
    8 - Yorgi Pesmazoğlu, Kemal Atatürk, 17-18 Şubat 1937 tarihli Proin Atina'dan;
    ('Yabancı Gözüyle Cumhuriyet Türkiyesi" içerisinde, sh. 21 , Ankara , 1938
    9 - Dücâne Cündioğlu - Türkçe Kur'an ve Cumhûriyet sayfa 63
    10 - a.g.e sayfa 73
    0 ...