ben bu yazıyı öylesine yazdım

entry2549 galeri
    2485.
  1. Biliyoruz diymi buraya yazılanların öylesine yazılmadığını. Ben de tüm ketumluğumla ama yine de kırılmışlığımı da koltuğumun altına alarak şöyle bir uzatmak istedim başımı. Toplaşabilir miyiz rica etsem, söyleyeceklerim var.

    Bir süredir kıyamet alametleri yaşıyordum. Kalbim kaç sel baskını, kaç göktaşı yağmuru, kaç zelzele gördü de hiçbirinde bu kadar afallamadı. Sızılara ve iğne batmalarına alışık olan kalbimin kanat takıp özgürlüğe uçacağını bilemezdim hiç. Güneş batıdan doğup doğudan batıyor, akrep ve yelkovan tersten hareket ediyor, yerçekimi teorisi ayaklarımı yerden kesen anlarda yalanlanıyordu benim için. Aşk oğlum bu, kıyamet alameti işte.
    Benim için beş element gözleri, dudakları, gülüşü, sesi ve teniydi. Tahta mı? Tahta kafatasının içindeymiş meğerse, burayı geçelim lütfen.

    Neyse işte, sabah dünya onun yüzü suyu hürmetine dönerken akşamın bu vaktinde onunla alakalı hatıraları toplayıp ateşe vermeye çalışan nöronlarımın Direnişine destek veriyorken buldum kendimi. Ne garip diymi her şey? Soğuyup kabuk bağlamış bir dünyanın mikroorganizmasıyken bugünlere geliyoruz ve hayalkırıklığının ne olduğunu öğreniyoruz. Müthiş.

    Bitmedi henüz söyleyeceklerim, şarkı yazmamı istemiştin bugün iliştireyim madem şuraya.

    -
    Ağlıyor orada bak bir kadın
    Üç ilmek ip boynunda yaşanmışlıkların
    Sevseydin bırakmazdın ellerini
    Ellerinde sarı papatyaların

    Devamını getirirsin diymi? Ne yaptığına dön bak, oynar belki kalemin tüm pişmanlığınla. Hadi, hoşça kal.
    1 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük