deprem korkusu ile yaşamak

entry8 galeri
    7.
  1. 17 ağustos depreminde 12 yaşındaydım. Hatta 11 yaşındaydım. 6 gün sonra doğum günümdü. Çocuk aklıyla o sallantıda ne olduğunu bile anlamadım. Babam tuttu kolumdan binadan çıkardı apar topar. O zaman yaşadığımız yerde tek katlı bahçeli evler vardı sokakta. Bir bahçede koca çadır kurdular orada herhalde 2 hafta falan kaldık. Bina da önümüzde ama. 9 katlı bina. Deprem nedir bilmeyen müteahhitlerin yaptığından. Ha yıkıldı ha yıkılacak diyordu büyükler, duyuyordum. Öyle böyle eve geçtik, hayata devam ettik.

    8 sene sonra, 2007'de üniversiteye başladım. Kyk yurdunda kalıyordum ilk yıl. Ranzalı yataklar. Üst katta ben yatıyorum. Denizli'de fazlasıyla hareketli tabi. Hemen hemen her gece yataktan fırlıyordum korkuyla. Askere gittim 2013'te. Yine ranzalı yataklar. Sabah komutan girip yataklara vurduğunda yine fırladım korkuyla. 30 yaşından sonra geçmeye başladı bu korkum. Bu sefer de kendim için değil başkaları için endişelenmeye başlar oldum tabi.

    6 şubat gecesi uyanıktım. istanbuldayım. Balkona çıktım sigara içmeye. Aklımdan geçti "deprem olsa nasıl kaçacağız, nereye kaçacağız" diye. Sıkış tıkış sokaklar, caddeler. Üstüste binalar. 14 katlı binanın 4.katında oturuyorum. Olur da yıkılırsa bu enkazda 40 yıl arasalar bulamazlar. Tabi önce enkaza ulaşmaları lazım sağdaki soldaki binalardan.

    Diyeceğim o ki deprem, psikolojide geçmek bilmeyen sağlam bir yara bırakıyor. Doğrudan merkezinde yakalandıysanız herhangi bir büyük depreme, ömür boyu da sizle birlikte gelir o korku. En azından bende öyle oldu.
    4 ...