pikaçu, vakti zamanında bir pokemon turnuvasında karşısına çıkan dişi Frillish e sevdalanıyor. kahpe bizans'ın yiğit güzelini gören cüneyt arkın gibi bakakalıyor. frillish yapıştırıyor ice beam ı, yapıştırıyor bubble ı, ash diyor pikaçu diyor Wild Charge! şimdiiii! diyor, bizimkinde tık yok, darbeleri ala ala bayılıyor, mağlup oluyor, ama aslında gönlü mağlup oluyor.
pikaçu nun bu durumunu anlıyorlar, köyün ileri gelenlerinden biri diyor ki, davul bile dengi dengine, sen elektrik pokemonusun o bir su, olmaz, çarpılırsınız diyor, vazgeç diyor yolun yol değil oğul diyor, kara sevdaya düşüp de kendini heder etme diyor.
o günden sonra pikaçu ketçaba düşüyor, güneşin batmasını bile beklemeden açıyor bir şişe ketçabı, öyle geze geze, dağlar seni pika pika ederim, kalbur alır ununu elerim, pika pika aman, çekiyor ketçabı. tabii anksiyetesi de oluşuyor zamanla, poke topuna hiç giremez oluyor, gençliği böyle geçiyor pikaçunun.
üzücü tabi.
ketçabı bırakmış diyorlar, unutmuş da adını, balıkesir'in bir kasabasına yerleşmiş.