Selçuk dereli'nin nihayetinde niyetinin belli olduğu pozisyonlar sanıldığı gibi lincoln'ün kart gördüğü pozisyonlar değildir.
Ceza sahasına girerken-girmezken az ötede-ileride kafa göz allah ne verdiyse kayserili defans oyuncusunun -ki sanırım adı eren idi- baros'a girişmesi sonucu bir faulu çok görmesi bence niyetini belli etmiştir. Herkesin objektif (!) olmaya çalıştığı şu iletinimlerde göze çarpan en büyük durum tarafsız olma duygusunun tek taraflı olarak tezahür etmesidir. Tarafsızlık abidesi yazarların bir tek galatasaray alehine olan durumlardan bahsetmesi, özellikle de erman toroğlu gibi kolpa bir adamdan yönergelerle hareket etmesi pek de akıl karı değildir. Dereli'nin tek doğru kararı hakemliği bırakmak hatta mümkünse üstündeki insan gömleğini bir kenara koymak olacaktır.