beni bu kafayla bile bir şekilde düşüncelere sokmuş film.
şey ben sarhoşken izledim bunu...
sarhoş değilim aslında sadece çakırkeyf denilebilir. ama kafa tam tamına dinçken değil yani onu bilin...
ben kendimi ilk olarak o kızıl saçlı kız olarak gördüm. konuşkan, hep arayan, merak eden... karşımdakini ise jimm yerine koydum.
aşk şeymiş. aşk bitmeyenmiş. bitirmek isteyenlere bile karşı koymakmış aşk. ne kadar kalpte yaşatılansa aslında bir o kadar da zihinde yaşatılan ve karşındaki yani aşık olduğun, aşkı yaşayabileceğin kişiyle karşı koyabilmekmiş aşk.
bana bunu anlattı film. herkesin kendine göre türlü türlü çıkarımları olmuştur illaki ama benim çıkarımım budur. karşı koymaya çalışanların bile bir şekilde yenileceği ve o aşkın içinde bulunacağı. gerçek olan bu... yalan olan ise aşka inanmamak, onsuz yaşamaktır.
beni yaralayan mı? beni film boyu etkileyen sahne mi? işte buyrun..
--spoiler--
- bekle...
- ne var?
- bilmiyorum. sadece bekle...
- ne istiyorsun???
- bekle! sadece biraz bekle işte sadece biraz bekle...
- tamam
- gerçekten mi?
- ben bir kavram değilim co. sadece kafası karışmış bir kızım... ben mükemmel değilim.
- sende hoşlanmadığım hiçbir şey göremiyorum...
- ama görüceksin, görüceksin! sonunda böyle şeyler düşünüceksin ve ben de kapana kıpılmış hissedicem çünkü hep böyle olur.
- tamam?
- tamam... tamam!
- tamam!
ve işte iki çiftte gülerler.
tamam... sadece tamam. sadece kendi gururundan biraz feragat etmektir aşk. sadece bu ya!
offf... çok mu şey istiyorum hayattan!