hayat üç sene önce kendisi ile ilgili tüm planların, kaygıların, acıların boş vakitlerimizde zihnimizi oyalamaktan başka hiçbir işe yaramayan birer balon olduğunu, aslolanın sadece o an içinde bulunduğumuz "an" olduğunu, yaşadığımızın yanımıza kâr kaldığını 29 yaşındaki kuzenimi hayattan kopararak öğretmişti. bu hayatın ne kadar tel maşa bir yapılanma olduğunu unuttuğum, gelecek kaygısıyla günümü geceme kattığım, ciğeri beş para etmeyecek insanların bana yaptığı haksızlıkları hatırlayıp buhranlar geçirdiğim şu son bir hafta, 29 yaşındaki çocukluk arkadaşımı hayattan koparan bir trafik kazasıyla bitti. tokadımı yedim, kendime gelmeye uğraşıyorum. hayatın elimde büküp savurup atabileceğim kadar kırılgan olduğunu bir daha asla unutmak istemiyorum.