a. Ehl-i sünnete bağlılık:Türkler Hâricîlik, Mûtezile, Bâtınîlik gibi aşırı dînî anlayışlardan uzak olmuş, orta yol kabul edilen ehl-i sünnet anlayışına bağlı olarak yaşamışlardır.
b. Ehlibeyt sevgisi:Türkler Hz. Peygambere ve soyuna bağlılık ve sevgi beslemişler; onların hatıralarına değer vermiş, saygılı olmuşlardır.
c. Diğer dinlere ve islâmî yorumlara hoşgörülü olup onları ötekileştirmeme:Türkler, târih boyunca, diğer din mensuplarına ve farklı islâmî yorum ve mezheplere bağlı Müslümanlara, onlardan gelen bir saldırı veya savaş hâricinde, genellikle hoşgörüyle yaklaşmışlardır.
ç. Akılcı olması, akla, ilme ve bilgiye önem vermesi:Türkler, Kur’an ve sahih sünnete bağlı olarak güncel meseleleri akılla yorumlamışlar; toplumsal, ekonomik, hukukî, siyâsî vb. düzenlemeleri ilme (bilhassa fıkıh ilmi), akla ve bilgiye uygun bir biçimde yapmışlardır.
d. Ahlâka, özellikle sosyal ahlâka, sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya önem vermesi:Ahlâk, dinden ayrı görülmemiş, dindarlığın ahlâkî boyutu bir kenara itilmemiştir. Cömertlik, misâfirperverlik, doğruluk, dürüstlük, edep gibi erdemler öğütlenmiş, övülmüş, nesiller boyunca yaşanmış ve yaşatılmıştır.
e. insana değer vermesi:Türkler târih boyunca din, dil, ırk, mezhep vs. ayrımı yapmadan bütün insanları ‘‘Allah’ın kulu ve emâneti’’ olarak görmüşler, ötekileştirme yapmamış, farklılıklara rağmen birlikte yaşamanın en güzel örneğini sergilemişlerdir. inancından, yaşantısından dolayı kimseye rahatsızlık/ zarar vermemişlerdir.