Büyük taarruzun planına itiraz eden yakup şevki Paşa'nın da dediği gibi, milletin kalan her şeyinin sevkiyatıdır.
Hiç şüphesiz büyük bir vatansever olan yakup şevki paşa planı riskli buluyordu ki haklıydı. Yunan kuzeyden hızlı bir saldırıya geçse, plana göre karşılarında bırakılan kuvvetlerimiz çok zayıftı. Onları kolayca ezer geçer, sonra güneye çark edip, ordumuzun ardına düşer, Ankara yolunu da keserdi. Atamızın bir takım aldatma hareketleri sebebiyle yunan kuzeyi güçlendirdik sanıyordu, o sebeple güneyden kuzeye güç sevk etmişlerdi. Güneydeki taarruzumuz başlayınca bu yanılgıları ve güneydeki ordumuzun beklenenden çok hızlı ilerlemesi sebebiyle kuzeyde bir karşı taarruz başlatmadılar, oraya gönderdikleri takviyeleri güneye çekmeye çalıştılar ki büyük hataydı kendileri adına.
Evet, kuzeyden güneye sevk ettiklerimiz milletin her şeyiydi. Bir yenilgi durumunda kaybedilecek silahları, cephaneyi ve hatta kıyafetleri tekrar yerine koymamız mümkün değildi. Bunların toplanması için bir yıldır uğraşılıyordu.
Bir de şu faktörü göz önüne alın: birinci dünya savaşı göstermişti ki o günün teknolojisiyle güçlü mevzileri aşmak çok zordu. Kıyamet kadar can ve cephane kaybediliyor ama ancak bir kaç yüz metre ilerlenebiliyordu. Değil yenilmek, taarruz böyle bir yıpratma savaşına dönüşse yine işimiz bitikti.
Yakup şevki paşa bu sebeplerle itiraz etmiş, kaybedersek millet bizi asar demişti. Atamız tüm mesuliyetin kendisinde olduğunu ifade ettikten sonra, "kaybedersek beni asarsınız" diye kesti attı.
Sonuç malum...
Bir de şunu ekleyeyim, yunan güneyden bir saldırıyı hem bekliyor, hem de beklemiyordu. Bekliyordu zira taktik açıdan bizim için doğrunun oradan saldırmak olduğunu biliyorlardı. Beklemiyordu, çünkü güneyden saldırı beklentileri sebebiyle güney cephesindeki mevzilerini çok güçlendirmişlerdi.
Tahmin edemedikleri neredeyse tüm Ordumuzu fark etmelerine izin vermeden güney cephesine yığmamız oldu. Yunan ordusu toplamda sayı ve silah olarak üstün olmakla beraber, Taarruz sırasında güney cephesinde her bir yunan askerine karşı üç Türk askeri, yarma hatlarında her bir yunana karşı 12 Türk askeri düşüyordu. Yunan topları dağınıktı ama bizimkiler kendi seçtiğimiz yarma hatlarında toplanmışlardı. Yunan 26 ağustos sabahı cehennemi yaşadı...