o ana kadar yaptığın herşeyin anlamsızlaştığı hiçbir şey düşünmeden ve söylemeden çekip gitmeyi düşündüğün ama gözlerinin içine bakıp bir umut ışığı aramaktan başka çarenin olmadığı andır. sonra gidersin o orda kalır senin ruhunun yarısı kesilip alınmıştır elinden. ama aslında kötü olan o 60 saniye değildir. akşam eve gittiğinde karanlıkta tüm pencerler açık o şarkıyı dinlerken içinden kopup giderken bir şeyler binlerce yıllık mutsuzluk ve hüznün esiri olursun. kendini öldürmek dahil herşey geçer aklından. o akşam işte her dakika bir bıçak gibi saplanır kalbine nefes alamazsın, konuşamazsın, karanlıkta oturursun öylece bütün pencereler açık, ayrılmadan önceki o bir dakikayı düşünürsün durmadan...