devamlı batı düşmanlığı yapan embesillerin, batının hayatımıza sunduğu güzelliklerden faydalanması ise tam bir ikiyüzlülük. elimde sihirli bir değnek olsa bu çomarların hepsini iran ya da kuzey kore gibi batı medeniyetine direnen kahraman (!) ülkelere ışınlardım.
yaban'dan alıntı:
"her memleketin köylüsüyle okumuş yazmış zümresi arasında, aynı derin uçurum var mıdır. bilmiyorum! fakat okumuş bir istanbul çocuğu ile anadolu köylüsü arasındaki fark bir londralı ingilizle bir pencaplı hintli arasındaki farktan daha büyüktür."
o nedenle iki farklı kültür var, ve bu kültürler bir çatışma halinde. savaştığın kültürü kötülemek ve kendine daha yakın bulduğun kültürleri övmek gayet normaldir, hemen hemen her ülkede rastlanabilen durumdur.
örneğin new york city'de yaşayanlara, taşradaki redneck'ler ve onların benimsediği amerikan kültürü hakkında ne düşündüklerini sor, üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri duyarsın (avrupa hayranlığı dahil, artı bonus kanada hayranlığı).
kedi ulaşamadığı ciğere mundar der.
ahlak mı?
hangi ahlak? burada bir kadın, kendisine kimse salça olmadan, gece saatlerinde sokakta yürüyüp rahat rahat evine gidebiliyorken senin 99.5%'i müslüman dediğin ülkede aynı kadın bunu yapabilir mi? yesinler ahlakını.
ayrıca tükürdüğümüz noktaları da var avrupa’nın.
meteorolojik koşulları,
insanlarının türkiye’ye göre daha soğuk daha resmî takılması. (bu da göreceli bir şey de neyse).