aradığının tanımını kafasında yeniden yapması gereken , salak olduğu tartışmalı olan kişidir.
"gerçek aşk" deyince , "mecazi aşkın" simgesi olan mecnun akla gelir.
leyla sevdasıyla yanıp tutuşurken , güneşin kavurduğu çöllerde harap bir halde dolaşmaktadır...bir anda biri kolundan çekip ,
- evladım arkandan bağırdım duymadın , az önce ben namaz kılarken önümden geçtin , namazımı bozdun , bir özrü de mi çok görmektesin Allah aşkına!
- ben leyla aşkından bu hallere düştüm , seni bile fark etmemişim ; senin aşkın nasıl bir aşktır ki "cananına" selam durmuşken beni fark ettin ?
....
Gerçek aşkı kişilerde arayan mecnunlar ve Allah aşkını "mecnun" gibi yaşayamayan "dervişler"...
Allah'a karşı olan o büyük duygu yoğunluğunu yani tam manasıyla "gerçek aşkı" "mecnun" tadında yaşamanın peşinde olmak gerekiyor demekki...