Bazılarının altay abilerinin neden sahtekar ilan edildiğini merak etmesine vesile olan sorudur.
Şöyle: bir kişi araya ontolojik, epistomolojik gibi laflar sıkıştırarak, entelektüel bir takım şeyler söylüyorum ayağına yatıp, cahil cühelaya "oh ne güzel! bizim bu laflara aklımız ermiyor ama eren abilerimiz de sonuçta bizim gibi düşünüyor" rahatlatması yapmaya çalışıyorsa, elbette sahtekardır. Gerçek entelektüel bir konuyu ele alırken bütün boyutları ve karşı görüşlerle birlikte ele alır ki buna entelektüel dürüstlük denir. Hem entelektüelliğe soyunup, hem de Böyle yapmayana da sahtekar denir, şarlatan denir.
Altay abiniz kendi zannına göre Allah hakkında birşeyler söylüyor, mesela onun zamanın, mekanın ve nedenselliğin üstünde olduğunu söylüyor ama kuran'da dediklerine ters kıyamet kadar ayet var, onları nasıl boşa çıkardığını söylemiyor. Alayını müteşabih ilan edip, sözde sıyrılıyor. E yavrum sana ayetleri kafana göre müteşabih ilan etme yetkisini kim verdi? Madem öyle el kesme, kafa kesme ayetlerini de müteşabih ilan ediver de anlaşalım.
Diğer taraftan tam 3. Dakikada "amaç ihtiyaçtan gelir" diyor. Aferin ama madem bunu düşünebildin şunu neden düşünmüyorsun: (bkz: tanrının yokluğu kanıtlanabilir).
Ya "e o zaman bunu nasıl açıklayacaksın?" diyerek, bilimin her açıkladığı konunun arkasındaki henüz açıklanamamış bir meseleye dikkat çekerek, Allah'ı tam oraya yerleştirmenin Allah=bilmediğimiz=cehaletimiz denklemi kurmak manasına geldiğini neden fark etmiyorsun? Yahu cehalete tapmakta ne gibi bir mantık, nasıl bir hayır olabilir? Peki Ya bugün bilinmez ilan ettiğin birşey, aynen dünün sayısız bilinmezi gibi bilinir hale gelirse, Allah'ı alıp, diğer bilinmezin arkasına mı taşıyacaksın?
Ya işte böyle.. Bu işler öyle üç kuruşa beş köftelik işler değil gençler. Ya bu suya girmeyeceksin ya yüzmeyi öğreneceksin. Pek akıllı, bilgili sandığın birilerinin simidine sarılıp, gönlüne hoş gelen sözlerine kanıp, her bir şeyin aslını esasını kolayca anladığını, bu konulara kafa yoran, emek harcayan kişileri tuşa getirdiğini sanırsan, fetönün müritlerinden farkın kalmaz.
