Dizi izlemeye alışmaktır. Bir önceki günden daha fazla sayfa kitap okumak. Biraz da tırnaklarını boyamak renk renk.
Tanımadığın insanlarla yazışmak. Yeni işlere burnunu sokmak. Yaptığın işe kanalize olmaktır çoğu zaman.
Saçlarını daha uzun süre taramak. Kıyafet seçerken rahat olanlara el atmak. Bazı zamanlarda da ilişkiler üzerine tavsiye vermektir.
Ailenle oturup çay içmek. Tek başına gidilecek yerleri keşfetmek. Cumartesi akşamları için üç-dört gün önceden plan yapmaktır.
istediğini yemek - giymek. istediklerine görüşüp istemediklerinle görüşmemektir. Geceleri belirli saatlerde uyumak. Sabahları belirli saatlerde uyanmaktır. Arabanı yıkamaya götürmek. Sanayide ustayla pazarlık yapmaktır. Hedef olmamak için sevgilim var demek. Hedef olmadığı için güçlü durmaktır. Biraz ondan biraz bundan derken günleri stabil, gelişine, kendini geliştire geliştire devam etmektir.
Ama bir süre sonra; susmaktır. içine kapanmak. Kahkaha atmak yerine gülümsemek. Bir anda umut dolu olup; bir anda yerleri süpürmektir. Gücünden düşen omuzlarını kaldırmaya çalışmaktır. Avuçlarını sıkarken kırılan tırnaklarını törpülemek. Akan rimelleri yavaşca silmektir. Umudunu yeşertene sarılmak yeşerten ya da kendisi giderken 'n' apalım bu da değilmiş' deyip geçmektir. Her şey yolunda her şeye sahibim deyip sarılacak kimsesi olmayınca kendine sarılmaktır. Hiçbir zaman yapmayı düşünmediği ama yine de hiç sahip olamadığı çocuğu düşünüp kendi kendine dert etmektir. Dışarıda gülümsemesini ya da yakıcı bakışlarını eksik etmeyip aynada kendi bazı zamanlar kendi gözlerine bakamamaktır. En çokta 'bu kadın yalnızlığından güç alıyor' dedikleri masadan kalkıp, son ses müzikle evine gelip sessizce odasına girip güçsüzlük ve yalnızlıktan dizleri titrerken kapının arkasına oturup kendini eksik hissettiği için ağlamasıdır. Üstelik ne ilk kendini eksik hissedişidir ne de son olacaktır.
