gerçekleşmeyecek bir düşün civarlarında dolanıp duruyordum.. farkındaydım.. kurmaya çalıştığım hayal imkansızlıklarla kuşatılmıştı.. düşeş gelmemeke ısrarcıydı zarlar.. yarım kalan bir aşk öldürücü olabilirdi, biliyordum.. her şeye rağmen hafımdan silinmeyecek bir şey vardı; ben seni tanıştığımız ilk andan beri istemiştim..
hayat, her zaman siyah beyaz değildir. bunun böyle olduğunu sen dünyama girdikten sonra daha iyi anlamaya başlıyorum. hikaye aslında çok basit, aniden çıkıveriyor biri ve gülümsemelerin anlam kazanıyor. avuçlarından akıp gidiyor zaman, durduramıyorsun. durdurmak da istemiyorsun zaten. her yeni an yeni bir renk ekliyor yaşantına. hayat her zaman siyah beyaz değildir, öğreniyorsun..
tüm bu olanlar oyun mu, yoksa ben mi inandırmaya çalışmışım kendimi çok güzel bir rüyaya, ayırt edemiyorum. sana bir nefes kadar yakın olma düşüncesi beni titretmeye yeterken, bazen bir nefes kadar yakın duruyorsun bana. ve insan yürüyebilirmiş bulutların üzerinde, geç de olsa farkına varıyorum. seni hayal ettiğim zaman dilimlerini saymak imkansız gibi, seni düşünmediğim bir an bile sanki yok. bir tek seni düşünmek yük olmuyor sırtıma. daha neler neler.. nasıl tarif etsem, bilemiyorum..
aslında her şey düşündüğün kadar kolay değil..
seninle aynı şehrin sınırları dahilinde nefes alıp vermeye zorladı beni hayat. çekip gitmek, bayağı ve korkakça olacaktı. kalıp tahammül etmek ise, işkenceden farksız. burnumun ucunu bile göremediğim yollarda dolanıp duruyordum. doğru olduğunu düşündüğüm her seçim, daha bir karmaşık yola sokuyordu beni. düşünebilme sınırlarımı zorluyordu içine kısılıp kaldığım kapan.. çırpınmalarım hiçbir işe yaramıyordu. bana ait olmaman düşüncesi kemiklerimi sızlatmaya yetiyordu. daha sonra bir başkasına ait olduğun düşüncesi gelip yerleşiyordu aklıma ve ben bana ait olmaman düşüncesini özlemeye başlıyordum.. ellerin, tahmin ettiğimden çok daha uzaktaydı..
zor, bilmiyorsun çok zor.. inan bana, tahmin ettiğinden daha zor..
hala iyi bir şeylerin var olabileceğine inandırmaya çalışıyorum kendimi. en güzel rüyaların içine koyuyorum seni, sığmıyorsun. gülümsemen o kadar kocaman ki.. sen her güldüğünde bir başka dünyanın içinde uyanıyorum. hayatımın her karesi, en parlak ışıklarla yıkanmış sanki. ne geceler uzun geliyor artık, sen dünyama geldiğinden beri, ne de gündüzler bu kadar boğucu.. aklımdan seni geçirmek yetiyor kalbimin daha hızlı çarpması için. en olmadık zamanlarda parlayan yıldız gibi vuruyorsun dünyama. yanıbaşımda duruyorsun ve kokun başımı döndürmek için gayet yeterli bir sebep gibi geliyor. her yeni dokunuşunla can buluyor vücudumdaki tüm ölü dokular. sana sarılabilme ihtimali gelip oturuyor sonra aklıma. saçlarına dokunabilmek.. bu ihimalleri aklımdan çıkarabilmek için fazla mesai yapıyorum her gün. yine de beceremiyorum. dedim ya, zor.. tahmin ettiğinden daha zor..
gerçekleşmeyecek bir düşün civarlarında dolanıp duruyordum.. farkındaydım.. kurmaya çalıştığum hayal imkansızlıklarla kuşatılmıştı.. düşeş gelmemekte ısrarcıydı zarlar.. yarım kalan bir aşk, öldürücü olabilirdi, biliyordum.. her şeye rağmen hafızamdan silinmeyecek bir şey vardı; ben seni tanıştığımız ilk andan beri istemiştim..