26 ağustos 1922'de başlayan büyük taarruz neticesinde başkomutan mustafa kemal paşa kumandasındaki kahraman ordumuz kısa bir süre zarfında hacianestis'in "aşılamaz" dediği tahkimatları sadece 6 saatte aşmış, ingilizlerin "yenilmez" olarak nitelediği yunan ordusunu 3 parçaya bölmüş ve yunan ordusundan geri kalanları dumlupınar'da sıkıştırmış, kurt kapanı planını tamamlamıştı... https://galeri.uludagsozluk.com/r/2181017/+
30 ağustos sabahına gelindiğinde general frango komutasındaki yunan birlikleri dumlupınar'da vaziyet almıştı. general trikupis ve general digenis ise dumlupınar'a gelmek üzereydi.
lakin general trikupis'in yolunu 23. tümen kesmişti. izzettin çalışlar komutasındaki 1. kolordumuz ise dumlupınar'da general frango kuvvetlerine karşı pozisyon almıştı.
29 ağustos'u 30 ağustos'a bağlayan gece yarısı karargaha genel durum raporu gelmişti, bu durumda kurt kapanı'nın çemberi kapanmış olduğu görülmekteydi.
mustafa kemal paşa, fevzi paşa'ya dönüp, "siz 2. ordu komutanlığı ve süvari kolordusu komutanlığına gidiniz, ben de 1. orduda bulunurum, ismet paşa ise karargahta kalıp genel durumu idare edecek..." diyerek nihayi emirlerini verdi ve hızla karargahtan ayrılarak 1. orduya doğru harekete geçti. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2181018/+
mustafa kemal paşa ise zafertepeçalköy'e gelerek önce kemalettin sami bey'in 4. kolordusuna son emirlerini bildirdi, ardından cephenin en ön safına hareket ederek, derviş bey kumandasındaki 11. tümen komuta merkezinde pozisyon aldı.
aynı zamanda yunan orduları başkomutanı hacianestis ise izmir'deki karargahındaydı ve ne trikupis ile, ne digenis ile ne de frango ile irtibatı bulunmuyordu.
işte türk ordusunun savaş kazanmasının en önemli faktörü burada ortaya çıkıyordu.
türk ordularının başkomutanı cephenin en ön hattında, ateş hattındaydı. mareşal fevzi çakmak, cephenin tam ortasındaydı.
batı cephesi komutanı ismet paşa, meydan muharebesinin genel yönetiminin yapıldığı karargahtaydı, savaş meydanındaydı.
1. ordu komutanımız sakallı nurettin paşa, ordusunun başında hücum ediyordu, 2. ordu komutanımız yakup şevki paşa cephenin içindeydi.
süvari kolordusu komutanımız fahrettin paşa sıtma olmasına rağmen atının sırtında, elinde kılıç ile süvarisinin başındaydı.
ama yunan orduları başkomutanı hacianestis, izmir'deydi...cepheden tam 290 kilometre uzaklıkta...
bakınız bu detayları vermek zorundayım, zira hepiniz bu detayları bilmek zorundasınız ki 30 ağustos'ta ne oldu, şartlar nasıldı, bu savaşı nasıl kazandık bunu iyice idrak edelim.
dediğim gibi, mustafa kemal paşa tam olarak ateş hattındaydı ve 11. tümenin sevk ve idare merkezindeydi, tripot dürbünün ardında cepheyi en yakından izliyordu.
bu esnada derviş bey'den son raporları aldı.
düşman kuvvetleri zafertepe çevresinde toplanıp savunmaya geçmişti, düşman kuvvetlerinin yegane planı akşam saatlerine kadar savunma yapmak ve karanlık bastırınca kaçıp kurtulmaktı.
mustafa kemal paşa buna müsade edemezdi.
top bataryalarının mümkün olduğunca yakına gelmesi, hatta açığa çıkarak atış yapmaları emrini verdi.
bu cephe emri de görülmemiş bir şeydi...
zaten türk ordusu, sakarya savaşından beri hep askerlik tarihinde görülmemiş şeyleri uygulayarak zaferler kazanıyordu.
topçumuz açığa çıkarak yunan mevzilerini dövmeye başladı.
tıpkı 4 gün önce 26 ağustos'ta yaşattığı cehennemi yaşatıyordu yunan ordusuna. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2181021/+
topçularımız dumlupınar'ı mahşer yerine çevirirken, piyadelerimiz süngü hücumuna kalktı. artık yunan ordusunun yapacağı hiçbir şey kalmamıştı.
piyadelerimizin süngü hücumu general frango'nun kuvvetlerini dumlupınar'dan süpürmüştü.
general trikupis'in kuvvetleri dağınık bir şekilde kızıltaş vadisine kaçıyordu.
general digenis ise ortada yoktu...
11. tümen harekat merkezinde genel durumu gözleyen mustafa kemal paşa, son derece keyifliydi, yunan mevzilerine son kez baktı, başını kaldırdı ve şunları söyledi;
"hacianesti gel de ordularını kurtar..."
akşam üzeri olduğunda son derece net ve kesin bir zafer kazanılmıştı. lakin mustafa kemal paşa'nın durmaya hiç niyeti yoktu.
daha savaş meydanını gezerlerken ismet ve fevzi paşalarla ayak üstü bir toplantı yaptılar, ismet paşa genel durum itibariyle ordunun hiç durmaksızın izmir'e yürümesi fikrini öne sürdü, mustafa kemal paşa ve fevzi paşa da bu fikri destekleyerek hiç durulmadan izmir'e yürünmesi konusunda hemfikir oldular...
26 ağustos'ta başlayan büyük taarruz'un neticesidir. 26 ağustos'ta felç geçiren yunan ordusu, 30 ağustos'ta yok edilmiş, yunan ordusundan geriye, kaçan bir çapulcu sürüsü kalmış, bu kaçan çapulcu sürüsü de 9 eylül'de kutsal vatan toprağından tamamen süpürülmüştür...(malesef bir kısım kılıç artıkları hariç)
*****************
not: yıldırımlar yaratan bir ırkın ahvadıyız...
30 ağustos, türk ordusunun şeref madalyasıdır, lütfen marş eşliğinde okuyunuz; https://www.youtube.com/watch?v=Iu_FTRz-JQY