mına goduumunun şehirli nostaljikleri sizi...
tavuklu saat falan diyenler mesela...
anneanne ayrı bir yaratıktı...
nine/nene demekten ayrı idi...o kadın farkını bilemesede.
hele de ulan anne tarafında ilk torundum...
zaten osmanlı gibi kadındı.
güvendi... onun tarafından sevildiğini bilmek güzeldi.... güven verirdi.
bir yandan dokunulmazlığın vardı ama öte yandan mahcup olmamak sorumluluğu idi.
kıramayıp çarşıya gidip ihtiyaç olan şeyi almaktı yola düşüp... başkası para verse gitmeyeceğin bir mefaseye...
rol modelin... tırstığın adam...baban denen insandı... anneanneye saygı sevgi duyan bir baba görürdün canlı örnek karşında.
koca evi o çevirirdi... kimseyi zorlamadan...küstürmeden... bir de üstüne, bunu benden istiyorlar diyerekten yapan teyzelerinin falan olduğu...
ama anneanne ya...
yaşlanır senin gözünün önünde...
gün gelir... gün gelir... ölür...
şu an yazarken bile gözün dolar ağlarsın..
hayatından bir insan çıkar...
sadece senin değil teyze dayı kuzen enişte gelin... bir ton insanın hayatından bir insan çıkar.
çıkar gider....
baban ölür sen sadece iki oğul falan ağlarsın ardından.
anneannen ölür...
herkes ağlar..
hele büyükbabanın ağladığını düşününce ve görünce...
keşke ben ölseydim dersin...elinden bir şey gelmez.