Sarı Paşa'dan nefret edenlere karşı birkaç anektot yazacağım:
1908'de isyancıları bastırmak için çatışmaya girenler arasındadır.
Yıl 1911 ve Sarı Paşa gizli olarak Libya'ya geçer. Tespit edilseydi, ölürdü.
I. Dünya Savaşı'nda Suriye-Filistin Cephesi'nde savaşmış, başındaki komutanı olan Fon Sanders'e bile yeri gelince karşı çıkmıştır. Muş'u, Bitlis'i geri üç ayda geri almıştır. Çanakkale'de insiyatif kullanarak cephenin çökmesini engellemiştir. Herhangi bir hatada idam emri verilirdi.
1918'den Samsun'a çıkasıya kadar kaldığı istanbul'da adım adım izlenmesine rağmen faaliyetlerde bulunmuştur.
Havza Bildirisi'ni yayınladığı anda idam fermanı kesilmiştir.
Erzurum Kongresi'ni Ali Galip'in "Gidin ve onu alın" tehdidine rağmen katılmıştır.
Sivas Kongresi'ni idam fermanı boynunda olmasına karşın toplamıştır.
Birçok karşı hareketleri ve söylemleri göğüsleyerek Başkomutanlık görevini kabul etmiştir. Kıl payı olacak bir yenilgide dahi kovulurdu.
Dünyanın birçok ülkesi cumhuriyetlere geçerken içteki ve dıştaki saltanatçılara rağmen Lozan Görüşmeleri'nden önce saltanatı lav etmiştir.
Halifeliği veya padişahlığı ele alacakken cumhuriyeti tercih etmiştir.
izmir'de suikast planlanmıştır.
Şimdilik bu kadar... Anlayana sivrisinek saz...
