Ya o kadar zoruma gidiyor ki başka ülkelerdeki yaşıtlarımın içişleri bakanlarının adını bile bilmemesi ama bizim burda tüüüüm kirli çamaşırlarını göreceğiz diye haber kovalamamız... anlatamam ya size. Tamam adını da bilelim de bunlara gerek var mıydı ya?
Ne zaman burnumuz boktan kurtuldu ki diyeceksiniz, siz de haklısınız... ama gönül isterdi ki türkiye cumhuriyetinin kuruluşundan maksimum bi 40 sene sonra bunları aşmış olalım. Ama olur mu... belki de gerçekten biz buymuşuzdur diyorum bazen. Olacağımız da buymuş. Öyle bir ümitsizlik, öyle bir içi çökmüşlük yaşıyorum gençliğimin baharında. Bu coğrafyanın gençlerine rahat nefes yok, kabullendim ben. Derin nefesler alıyorum. Evet işte böyle. Geçti, geçecek, geçmeli...