ermenilerden özür diliyorum

entry309 galeri
    149.
  1. efendime söyleyeyim, sene bindokuzyüzotuz, siz daha o zaman yoktunuz, tarih hocamla biz vardık, neler neler yapardık. işte o neler yaptığımız günün birinde tarih öğretenimiz, yine bize resmi tarih'in zemzem sularını içirmeye çalışıyor iken, klasik türk tarih tezi olan "hepsini gül gibi besledik, hatta biz yemedik kendilerine yedirdik, kuzuyu kestik önlerine koyduk, deveyi kestik ceplerine koyduk, hasatı kaldırdık mı onlara postaladık, hazinenin anahtarını herbirine tek tek dağıttık, biz yemedik bunlara yedirdik ama yine de ayaklanıp bizi arkadan vurdular" tezini sırplar için anlatıyor idi. tabi, bizi arkadan vuran yalınız sırp olsa yine iyi, makedon'u yunan'ı, hırvat'ı macar'ı, yahudisi arap'ı, bilcümle insan grubu bizi arkadan vurmakta idi.

    tabi, küçüklüğümden beri olaylara afaki bakmaya gayret eylediğimden; öğreten kişimize söz alıp şöyle bir söz eyledim:

    "sayın öğreten kişi, mesela bizim anlı şanlı kurtuluş savaşımız var. mesela ingilizler bize gerçekten çok iyi baksaydı, memleket kalkınma hamlelerinin birini bitirip diğerine başlasaydı, sizin bu tezinize göre biz ingiliz bayrağını kendi bayrağımız gibi sevmeli ve hatta kendi bayrağımız bellemeliydik. benim yaklaşımıma göre sayın öğreten, kurtulma savaşı "kiminle savaştığına bağlı" olarak görülmeden her millete tanınan bir hak olmalıdır. eğer ki bizim böyle şanlı bir hakkımız var ise, büyük ihtimalle onlar da, sizin arkadan vurma olarak tarif ettiğiniz bu hikayeyi şanlı kurtuluş destanlarına konu eyliyorlardır."

    tabi kendisi daha sonra beni odasına çağırıp, böyle fikirleri sınıfta seslendirmememi, her ne kadar kendi içinde bir mantığı varsa da çocukların kafasını karıştıracak böyle söylemlerin, ulusumuzun geleceği açısından tehdit unsurlayabileceği ve hatta güvenlik sorunu yaşanabileceği ve bu yüzden benim suriye çöllerine techir gibi hiç istenmeyen sonuçlarla karşı karşıya kalabileceğimi anlattı. tabi ben de kıvrak zekalıyım; derhal anladım ki, güvenlik sorunu, bir buçuk milyon insanı yerinden yurdundan, malından ırzından ederek suriye çöllerine sürebilir. yalnız tabi bu bir buçuk içinde kaç çocuk var idi, bilemiyoruz ama tabi o sırada arkadan vurulmaktan bezmiş olan terikkiperver münevver talat ve cevat ve zerzevat paşalar, çocukların bile osmanlı emperoryasına güvenlik tehdit eyleyebileceğini düşündüler.

    evet şimdi yıl 2008; pekeke aracılığıyla kürtler (o zamanlar arkadan vurmayan yeğane unsur) arkadan vuruyor. evet, yıl 2008, sırf bu yüzden bütün kürtleri kamyon kasalarına toplayıp suriye çöllerine damperleri kaldırarak dökmeyi isteyecek kaç talat ve cevat ve zerzevat çıkar bu ülkeden? çıkmaz diyecek babayiğit var mı? bu yüzden 1915'le yüzleşilene kadar KORKUYORUZ! arkadan vurulmaktan KORKUYORUZ! önden kırılmaktan KORKUYORUZ! biz KORKUYORUZ, çünkü onlar da KORKUYOR! korkan iki hayvan gibi saldırgan reflekslerimizi koruyarak KORKUYORUZ!

    ah efendim, bizim lügatımız böyledir. bir şeyi tartışmaya koyulalım; hemen "ama ali de bana taş attı, yoksa ben niye kafasını taşın altına koyup ezeyim" tavrına bürünüp, atılan taşın rengine kaydırırız tartışmayı. soru şudur; techir olmuş mudur? binlerce ermeni, bu esnada yok olmuş mudur? ermeni toplumunun neredeyse tamamı bu techire zorunlu tutulmuş mudur? bu topluluğun yarıdan fazlası şu ya da bu şekilde telef olmuş mudur? bu durum, soykırım tanımına uyan bir eylem midir? ama yok efendim, nasıl kürt deyince hemen pekeke'yi öne sürenler; ermeni deyince asala'yı anca'yı, taşnak'ı anarlar tabi. evet, güzel bir belge dolaşıyor bir de ortalıkta. ermeni başbakanı olaylardaki sorumluluğunu çıkıp kabul etmiş. taşnak adına özeleştiri yapmış. peki, biz niye techir'i yapanları lanetleyemiyoruz? "olayları abartıp orantısız güç kullandık, devlet gücünü masum halkın tamamına yönelterek insanlık adına büyük bir dram yarattık" diyemiyoruz? neden diyemiyoruz? buyrun, kestane kebap, acele cevap! bir soru daha; hadi ermeniler taşnak'tı, peki süryanilere ne oldu?

    evet, bu kampanya etnik kimlikle doğrudan ilgilidir. kim size yok dedi ki? bakın bu memleketin güzide laik demokratik ve solcu partisi içinden c.başkanı'nın büyükvalidesinin soy ağacını üstelik dna testine varana kadar araştırmak isteyenler var. bakın daha geçen gün süperlig'de oynayan bir mısırlının antrenörü, "bir arap'ı bana tercih ettiler" diyerek etnik ayrımcılığın sivil örneğini sundu. bakın bu memlekette "madem ki ermeni olmak, hemen vermeli olmak" şeklinde yüz senedir gündemde. ülke giderek etnik ayrımcılığı besleyen memleket sevdalıları ile dolup taşıyor. rahip cinayetleri, kafa kesmeler gırla giderken, memati ile polati olmak için can atan yüzlerce genç, her gün kompüter karşısında kafa kesme görüntüleri izleyip ağızlarından su şapırdatıyorlar. 18 yaşında bir gencin ağzından kürtler'in kafasını nasıl patlatacaklarına dair yüzbin sayfalık fanteziler dinleyebilirsiniz.

    ve şimdi siz cevap verin: neden etnik bir kampanya olmasın? neden bütün etnik kökenlerin birarada ve hoşgörüyle yaşaması için bir adım atılmasın?

    haa, neden ermeni'den mi başlanıyor? hayır, ermeni'den başlanmıyor. bu tip kampanyalar maraş için de oldu, sivas için de, 16 mart için de, diğerleri için de. imzacıların yalnızca ermeni meselesinde kılını kıpırdatan insanlar olduğunu söylüyorsanız derin bir acımasızlık içinde olduğunuzu söyleyebilirim. bu kampanya ise resmi tarih'in önemli bir yalanını açığa çıkartmak ve etnik kökenleri birbirine düşman eden gerçekleri herkese farkettirmek adına önemli. bu kampanya, etnik veya dini bağlarından dolayı insan kellesi kesilmesin diye önemli. bu kampanya emetgillerin, asdochgillerin kendilerini zeki sanmalarının önüne geçmek bakımından önemli.

    ama hedefine varabileceği konusunda gerçekten umutsuzum. değil mi ki, aklı başında insanlar bile bu tip konular açıldığında saçmalamaya başlıyor.
    1 ...