Hayata gelme sebebimizin ders almak olduğu düşüncesindeyim. Her şeyi; kötülüğü, iyiliği, can almayı, hayata döndürmeyi, üstü başı parçalamayı, düğme dikmeyi ve daha nicesini tek tek, farklı versiyonlarda öğrenince başka yerleri deneyimleyeceğimizi düşünüyorum. Belki bu düşüncelerim acılarımın geçici ve minnet duyulacak şeyler olduğuna inandırıp kandırıyordur beni. Bilmiyorum.
Olsun.
Benim öğrenmem gerekenlerden ilki nefsimi kontrol etmek. Diğeri ise her şeye dair bağlılığımı azaltmak.
Bunları yaptığım zaman çıt diye ölebilirim. Ama daha karpuz kesecektik bile demem, yemin ederim.
O kadar büyük sorunlar ki. Nefsim Terbiye edilmemiş, her yere elini ayağını burnunu sokan, elalemin evinde çekmece karıştıran, duvara tırmanıp yere sıçan bir çocuk gibi yaramaz. Aslında bir canavar; koyulaşmış, mosmor, koca ağızlı ve deli bakışlı. Dövmek sövmek fayda etmiyor, vurdukça sen güçsüzleşiyorsun. Sarılmaya kalktığında kollarını ısırıyor. Yapma etme diyip ağladığında gülüyor sana. Senin ilk büyüttüğün şey o nefs. Sorumluluğunu aldığın ilk şey. Öyle bir şeylerden uzak durursan düzelir diye basitçe, başkalarından duyup değiştirebileceğin bir şey değil. Herkesin farklı yöntemleri var. Bazısı aynı nefsi gibi canavar oluyor mesela. Bazısı ağlamaya devam edip siniyor.
Ben karşısına geçip oturmak istiyorum. Hiçbir şey konuşmadan. Ne yapmak istiyorsa yapsın istiyorum. Sakınmak daha çok çekiyor çünkü. Ne yapacaksın kusana kadar yiyecek misin mesela? Ye. Dedikodu mu? Yap. Kancıklık mı? Yap. iyilik yapıp kendini mi tatmin edeceksin? Yap bari faydan olsun. Uyuşturucu mu kullanacaksın? Kullan da geber hadi. Hadi? Sigara mı içeceksin senelerce yap tabii, sana bahşedilen nefesi bile alma ne gerek var. Nefret mi edeceksin intikam mı alacaksın? En çok sen yap. Doyma. Tüket.
Neden mi? Benle birlikte sen de öleceksin. Sonra bitecek her şey. Hayatta sadece kötülükten beslen. Bazen sebepsiz iyilik yap. Sadece o anlarda nefes al. Güzel geliyor değil mi nefes almak? Eğer bunu istiyorsan önce bağırmayı bırak. geç karşıma, senin beni yönetmene izin vermediğimi kavrayana kadar bak bana. Sonra git sıçtığın yeri temizle. Ellerini yıka, tertemiz ol geri gel karşıma. Sonra ellerimi tut. Bir olalım. Bana aykırı olma, beni yanlış yola saptırma, fazlasını isteme. Tüketme, abartıp sonra kusma. Birlik ol benimle. Birlikte istediğin yerlere gidelim. Kararında yapalım. Öğren, keşfet. Senle birlikte ben de bileyim. Amacımız bu. Sonra bitsin her şey, bembeyaz bir ışık ol bu sefer ben sen olayım çekip gidelim buralardan.
Bunları yaparken, hani Kapadokya'da sıcak hava balonları var ya? O kocaman balonları yere bağlayan ipleri keser gibi bağımlılıklarını kes. Ellerin kanasın. iyileştir sonra tekrar başla. Bıçağın körelince bile. Sabret. Sakin kal. Kalbin endişelenince çok atıyor ya? Güzel çalıştığından değil öldüğünden öyle yapıyor. Vakti değil, öğrenecek çok şey var. insanları getir aklına. Onlarsız yapamam dediğin herkesi getir. Bacaklarına yapışmak zorunda mısın? Tutunduğun dallara bak, seni boğmuşlar. Kangren olmuş kolun bacağın zihnin. Bırak. Bekleme onları. Kes gitsin. Yeniler mi bağlanmaya çalışıyor? izle biraz. iyi değiller mi? Kopart gitsin. Ayrılmadığın sürece yükselemezsin. Ağırlığını atmadığın sürece hafifleyemezsin. Hafif olmak çok güzeldi hatırlıyor musun? Bunu hak ediyorsun.
Lütfen yap. Güzel öğren.