geçen yaz dişçiden dönerken yol üzerinde bi çiçekçiden saksıda gül aldım. üç kökü vardı. bir hafta sonra farkettim ki köklerden birinde bit var, diğeride kül hastası. o günden beri üç kez budadım, üçüncü budamada bitli kök ilaçlara rağmen iyileşmediği ve diğer kökleri daha da hasta ettiği için attım. üçüncü çiçek verme döneminde olan, iki köklü gülüm var. dokuz aydır benimle, çok fazla anlam yüklüyorum, her sabah gözümü açar açmaz ilk ona bakıyorum, onun sayesinde bir çok bitki beslemeye başladım. düzenli fotoğrafını çekiyorum, gelişimine bakıyorum. hala küllenme var, ilaçlarla önüne geçemedim iki günde bir küçücük yapraklarını siliyorum kül yayılmasın diye. şu an kökler birer çiçek açma evresinde.
ps geçen mektup arkadaşıma bahsettim gülümden. ona küçük prens ve gülünü anımsatmış. çok şaşırdım, oysa küçük prensi iki kez okudum ama hiç aklıma gelmemişti bu benzerlik. 'gülü senin için önemli kılan şey ona harcadığın zamandır.' 'ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden.'