zira askerlik ile, askeri doktrinlerle, bilimle, teknikle alakaları yoktur.
onlara göre her şey darbe, her yapılan darbe girişimi.
bir tek kendileri mağdur...
bir tek kendilerinin hakkı yenmiş...
28 şubat'ta olan şey darbe falan değildi.
28 şubat süreci, cumhuriyetin temel değerlerine aykırı hareket eden ve türkiye'yi dönüştürme çabası içine giren siyasal islamcılara yapılan basit bir uyarıdır.
28 şubat'ta darbe olsaydı emin olun bunu iliklerinize kadar hissederdiniz.
nereye kaçacağınızı bilemezdiniz.
malesef 28 şubat sürecinde türk silahlı kuvvetleri pasif davranmış ve uyarılarını eyleme dönüştürememiştir.
işte içinde bulunduğumuz bu durum, tam da o gün türk silahlı kuvvetlerinin pasif davranarak sadece uyarı ile yetinmesinin neticesidir.
ve yine ne yazık ki türk silahlı kuvvetleri aynı hatayı ilker başbuğ döneminde de tekrarlamış, türk silahlı kuvvetlerinin şerefli ve namuslu subayları tutuklanıp esir edilirken pasif akp destekçisi ilker başbuğ siyasal islamcıların kumpaslarına sessiz kalarak hizmet etmiş ve türk ordusunun dönüşümüne zemin hazırlamıştır.
28 şubat sürecinde mağdur olan bir kesim var...
ama 28 şubat'ta mağdur olanlar kesinlikle siyasal islamcılar, liboşlar ve tatlı su solcuları değildir.
28 şubat'ın asıl mağdurları cumhuriyet rejimine, atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı insanlardır.
28 şubat'ta ordunun pasif davranması, görevini yerine getirmemesi yüzünden cumhuriyetimiz siyasal islamcıların işgali altındadır bugün...
