itü sözlük'ün sol frameini ağlama duvarına çeviren zirve. biz zirve sanıyorduk; meğersem sıradan bir futbol maçıymış.
centilmenlik mevzuatında maç öncesi ve maç sonrası "sahada olmadıgımız halde" biz 0-12 yaş grubu taraftarlar(!), itü sözlük'ten olan arkadaşları, soyunma odalarına kadar giderek tebrik ettik. "yapmadın" desinler. adamlarla resim bile çekinmeyi teklif ettik. maçtan sonra makara bile yaptık skor hakkında kendileriyle.
maç içinde haklı ve haksız oldugumuz pozisyonlar oldu elbet. ama bu saha içerisinden ortalama her maçta olan hareketlerden farklı degildi. nihayetinde maç çok ciddi bir farkla bitti ve ortalıkta ne bir kavga ne de bir gürültü vardı.
biz ise maç sonunda kendi tarafımızı destekledik diye 0-12 yaş grubu olduk. kendilerinde yanılmıyorsam 1 arkadaş vardı. evet evet, yanlış duymadız 1 tek izleyici. biz tezahuratımızı yaptık, evet alaycıydık ama bunların hepsi maçın içerisinde oldu ve orada bitti. *
bizim materazzi'ye gelecek olursak -ki kendisi reconquista olur- sahada takımın en iyi oyuncusuydu. defansif yönü agir basan bir futbolcu faul yapabilir. faul dersin. alırsın topu ve faulunu atarsın. bu arkadaşlarda öyle bişi yok. soru soruyorsun, "bir şey var mı?" diye. cevap vermeye tenezzül etmiyor adam. ondan sonra anaokuluydu, kreşti sayıkla dur.
evet yavrum, anaokulu kadromuzla mücadele ettik ve bir düzine sıraladık.
evet, hepi topu 10 arkadaşla tanışma kısmeti bulduk bugun itu'den. o jack sparrow'a benzettigim arkadas da neye alınmış anlamadım... kötü niyetle yazılmış bir şey degildi o. sadece güzel vakit gecirdigimize inandıgım bir gündü ama ne çirkefligimiz kaldı, ne de bebeligimiz...
geleneksel demişti bir itü sozluk'lü arkadaş. daha centilmen adamlarla neden olmasın?