beşiktaş mc donalds 'da yakaladım cemaati. gençtürkcell muhabbeti ile indirdik patatesleri, hamburgerleri. o ara birileri geldi yavaş yavaş. sonra fiskos diye bir mekana gidip banttan saipsiz'in programını dinlerken birden itü sözlük yazarı biri geliverdi cemaat ayaklandı filan.
kim diye sordum tabi.
ordan bir itü sözlük yazarı sözlüğün en ağır başlı abisi, sözlüğün en efendisi, sözlüğün en saygılı yazarı geliyor dediler. bende dedim ki;
- ayağa kalkmayalım da saygısızlık olmasın...
olabildiğince kibar, nazik davrandık adamlara hatta kendi yazar arkadaşlarımızdan ayırmadık yani o derece.
neyse.
bu ağır başlı, saygılı abi yukarıdaki spoilerle belirtilmiş olan entrynin sahibidir söylemeden geçmeyeyim.
neyse sahaya girdik ısındık filan, maç başladı. gol, goller sıralanırken, bir pozisyonda saygılı abimiz bir yazar arkadaşımızın ayağına vurdu. yazar arkadaşımız da gayet normal olarak faul dedi. bir itiraz bir çirkeflik ben böyle şey görmedim.
ben şahsımın girdiği pozisyonlardan birinde bir yazar arkadaşın ayağına az bir şey değdim diye topu alıp verdim karşı takıma ama bu ismi geçen saygılı 2 numaramızda böyle numaralar göremedik.
hele maçta bir pozisyon vardı ki, cem yılmaz esprisinden komik yani. ikili mücadele sonucu top aut çizgisini geçti. reconquista nicki yazarımızda korner mi aut mu diye sorunca saygılı 2 numaramız aldı topu kalecimiz lock'a attı. pozisyon o kadar komik ki adama soru soramıyoruz, adam o derece saygılı düşünün.
neyse...
ismi ve bahsi geçen mümtaz insan entry yazmış, hakkımızda atıp tutmuş. gerek yok be arkadaşım böyle şeylere. sen sahada topunu oynayıp biraz da centilmen olsaydın yenerdiniz bizi.. centilmenlik topu karşı kaleye atmakla yapılmaz, centilmenlik arkadaşlığa bok atmamaktır. seni saygılı abi, nazik insan diye tanıtan insanların hatrına yapılmaz en azından.
neyse...
maç hakkında şunu söyleyeyim, istesek 25 atardık şimdilik 12 de yeter size...