er kişi arar. son vizesine de girmiş kocaman bir yükü üzerinden atmıştır -finallere dek-
hatun kişi, konuşurken e sınav çıkışı uğrasana yanıma der. er kişi de tamam uğrarım der. hatun kişi düşünür, ya bu çocuk sınavlardan çıktı, arkadaşlarıyla takılmak ister, ne bileyim gezsin tozsun gevşesin biraz der. sonra mesaj atar, "gelme sen hiç bugün, gez dolaş sinemaya falan git, gevşe biraz" der. er kişi sorar,"arkadaşlar da sinemeya gidelim diyordu, nezaketen demiyorsun bunu değil mi?" hatun kişi cevap verir "nerden bileyim ki böyle dediklerini, git sen canım" er kişi de hatun kişinin dediğini yapar, arkadaşlarıyla takılır.
buraya kadarı normal. evet normal.
hatun kişi başlar ağlamaya. "ühüü haftada bir iki saat görüyor zaten beni, fırsatı varken her gün gördüğü insanları görmeyi tercih ediyor ve yanıma gelmiyor. ben olsam böyle mi yapardım? bir dakika görmek için yollarda ayaz havada koşan manyak benim, 5 dakika olsun görmek için yarım saat bekleyen benim. ühüüühüühüh! benim sevdiğim kadar sevmiyor mu beni? sevmiyor! kesin sevmiyor! ben anladım artık" böyle hem iş yerinde işini yapar, hem de göz yaşlarını siler. umursanmamışlık hissi oturmuştur içine.
şimdi, hatun kişi, sana sesleniyorum. adama gelme diyen sensin. adam senin aslında gelmesini istediğini nerden bilecek?
dön başa, adama gel diyen de sensin. madem böyle incelik düşüneceksin, ne diye önceden düşünmeden gel diyorsun? adam tabii önce gelirim diyecek. sen gayet mantıklı ve düşünceli davranırsan da adam senin nevrotik halini düşünmeyip ona uygun davranacak.
peki ne diye kendi yaptıklarınla kıyaslıyorsun? adam mı diyor, beni görmek için koşa koşa yetiş bana diye? sen kendin yapıyorsun bunu. adam biliyor mu o bir iki dakikalar için soğukta beklemelerini? ya da o yokuştan dana gibi koşa koşa çıkıp yanına varmak için indiğini? bilmediği küçük fedakarlıkları neyle ölçüyorsun hatun?
ve o kadar üzülüyorsun ediyorsun, yani adamı görmek istiyorsun, neden bunu söylemiyorsun? kendi kendine söylenip, ağlayıp kendine zehrediyorsun zamanı?
hayır, yarın bir gün trip atacaksın adama; biriktirip biriktirip. anlamayacak. anlamlandıramayacak.
kadınların anlaşılmazlığına dem vuracak.
ve bir kadının da bir kadını anlayamayışı gibi -muhtemelen içinden- hasta mısın kızım sen diyecek.
çünkü bazen kadınlar, anlatmadan anlaşılmak ister. karşısındakini bıçak yapıp kendilerini yaralayıp bıçak yaptıklarını yarabandı da yapmak isterler. ve tabii ki olmaz.
