Tıkırtılar geliyordu aşağıdan. Uyku sersemi haliyle seslerin ne olduğunu tam olarak kestiremiyordu. Kendine gelip etrafına bakındığında odaya girilmemiş olduğunu bıçağının hala yanında olduğunu görüyordu. O halde bu sesler ne diye geçiriyordu içinden.
Adrenalin seviyesi yükselmişti. Belki korkusu da. Hiç bilmediği bir şey bir kişi ile yüzleşme aşamasına gelmek üzereydi. Bu kaçınılmaz diyordu içinden. Ben aşağıya inmesem bile o sesin sahibi buraya çıkacak sonunda düşüncesi yer edinmişti zihninde.
Aşağıya inmeden önce bacağına baktı acısı bugün biraz daha hafifti. Biraz zorlama ile rahat hareket ettirebiliyordu bir nebze de olsa. Sonra çantasına baktı başka bir şey bulabilir miyim yanıma alabileceğim diye ama ise yarar bir şey göremedi. Etrafa bakındığında da yine silah olarak kullanabileceği bir şey göremedi. Gördüğü tek şey güneşin doğduğu bu vakitteki gökyüzüydü. Bu görüntüyü seviyordu ve manzarası da harika görünüyordu aslında bu odanın. Böyle bir anın böyle bir durumun içinde olmasa oturup keyifle izlerdim dedi içinden. Yüzüne bir tebessüm otursa da aşağıdaki sesler kulağına yine geldiğinde gerçeğe dönme vakti diyordu.
Hazırlığını yapmış gibi görünüyordu. Eline bıçağını alıp sessizce ve yavaş hareketlerle kapının kilidini açtı. Kapıyı hafifçe aralayıp önce koridora sonra da merdivenin olduğu yere doğru baktı. Kimse görünmüyordu. Yavaş adımlarla koridora çıkıp merdivenlere doğru yürüdü. Sesler gelmeye devam ediyordu. Kalbi deli gibi çarpmaya başlamıştı. Tüm sessizliğiyle merdivene adımını atmış basamakları inmeye başlamıştı.
Merdivenleri indiğinde hâlâ sesin nereden geldiğini görmemişti. Sessiz bir şekilde durup sesi dinlediğinde sesin kendisinin de eve girdiği taraftan geldiğini anladı. Orada neler vardı diye zihnini zorlasa da hatırlayamamıştı. Ama sadece bir giriş yeri olmadığını biliyordu başka bir yer daha vardı orada.
Sessizce oraya doğru yürüyüp seslere iyice yaklaşıp oraya doğru baktığında gördüğü karşısında büyük bir şaşkınlık yaşıyordu...