Devrik hükümdar, 5 Temmuz 1909’da yazdığı ve Mahmud Şevket Paşa’ya posta ile gönderttiği arzıhalinde tahttan indirilen ağabeyi Beşinci Murad ve ailesine nasıl ihtimam gösterdi ise kendisinin de aynı alâkayı beklediğini yazıyor, bazı taleplerde bulunuyor, bunların yerine getirilmesi hâlinde bankadaki, yani Alman Bankası’ndaki hesabında bulunan parasının tamamını orduya devredeceğini vaadediyordu.
Abdülhamid’in dilekçesinde “iyi ve kötü, fakat iyi niyetle 34 yıl vallahi ve billâhi geceli gündüzlü devlet ve millete hizmet ettim. Şehislâm Efendi vasıtasiyle ettiğim yemine aykırı hal ve harekette bulunmadım. Meşrutiyet aleyhinde nüfuzumu kullanmadım. istanbul’daki asker hâdisesinde (31 Mart olayında) vallahi bilgim yoktur. işte buralarını yeminle temin ederim” diyor, sonra içerisinde bulunduğu vaziyet hakkında “…Servet ve eşyam zaptedildi. Perişan ve şâyân-ı merhamet (merhamet gerektiren) bir halde kaldım” diye yazıyordu.
Sabık hükümdarın “Devlet, millet, Mebûsan ve askere hitâben arzıhalimdir” başlıklı dilekçesi istanbul’a hâkim olan Hareket Ordusu’nun kumandanı Mahmud Şevket Paşa’yı hiddetlendirdi. Paşa, dilekçe ile ilgili olarak emrindekilere gönderdiği yazıda “Hayatı ordu tarafından garanti edildiği halde yeni garantiler istemesi orduya hakarettir. Namus erbâbının nasihatlerini dinlemediği için felâketine sebep olan böyle tereddütlü davranışlardan vazgeçip mert şekilde hareket etmesi gerektiğini kendisine bildirin” dedi ve Abdülhamid’in bütün taleplerini reddetti.