muhteşem anlatımı ve çekim teknikleriyle büyülemiş filmdir. izlediğim en iyi türk filmlerinden birisi oldu ıssız adam. tabii arog'daki 'kalkmayın, zaten hiç kalkamadınız ki' gibi ortalama göndermelere 'ince espri' diye hayran kalan kitlenin bu filmdeki göndermeleri farkedebildiklerini hiç sanmıyorum.
filmi izlerken hem adamın hem de kadının duygularını hissediyorsunuz. yönetmen bunu yapabilmek için çok hoş bir yol izlemiş. bazen onların gözlerinden göstermiş, bazen düşüncelerini bakışlarındaki manaya iliştirmiş.
alper'e gıcık olabilirsiniz ama bu durum bu filmi kötü yapmaz. alper demiyor mu:
--spoiler--
kanımda bir mikrop var sanki
--spoiler--
diye. adam davranışsal sorunlar yaşıyor ve stabil olmayan bir zihin yapısına sahip. bunu kendisi de kabul ediyor. onun için 'hayat bayram olsa, anıra anıra gülsek bize yeter' veya 'mutlu son olsun yoksa psikolojim bozuluyooo' mantığındaki kişilere tavsiye etmiyorum.
bu filmi izlerken mizahı yalnız absürt mizah olarak tanımış olan geniş insan topluluğu, aslında mizahın farklı tonlarının olduğunu da, çok daha içten bir gülüşü yakaladıklarında anlayacaklar bu filmle.
hüzün kısmına gelirsek, itiraf etmeliyim ki filmin sonlarında gözümden bir-iki damla yaş damlayıverdi. oysa ki bu bizim insanımıza çok yakın olan, bizden bir hikaye değildi. karakterler çok farklıydı, nadir karşılaşılacak insanlardı ancak film o kadar etkili bir anlatıma sahipti ki kendimizi onlar gibi hissettik, onlar olduk ve onlar gibi üzüldük.
bu arada filmdeki cinsel içerikli sahneler sırasında 'ayy iğğriençç' diyen ve film çıkışında filmin anlattığı onyüzbeşmilyon baloncuk kadar şey içinden sadece bu sahneleri hatırlayıp 'ya film iğrençti' diyen andaval kızlar yüzünden içimi bir korku sardı. yoksa, yoksa birgün... yok canım olmaz. ama ya bu kafada birisi sevgilim olursa?! ya böyle biriyle evlenirsem?!
be benim yılda bir kitabın 1/6'sını okuyan saf kızım, sen bir aşk filmine gidiyorsun da bu sahneleri ne diye bu kadar yadırgıyorsun? sen hamama gitsen 'ayy terliyoruom, iğrençç' dersin.