Kaskının altından sarkan saçları geriye doğru uçuşarak savruluyordu. Yolun boş olmasının verdiği cesaretle gaza daha fazla daha fazla yükleniyordu. içinde büyük bir heyecan ve yükselme hissi uyanıyordu hızın her artışında. Sanki her an daha fazla özgürleşiyor gibiydi. Bunda büyük bir etken de girdiği yolun etrafının ormanlarla çevrili olmasıydı.
Böyle güzel hislerle doluyken kendisinin de anlamadığı bir nedenden dolayı dengesini kaybetmiş ve motoruyla yolun kenarına savrulmuştu bir anda. Motoru bir ağacın dibinde kendi ise motorunun bir iki metre yanındaydı. Her ne kadar kaskı başını korusa da vücudunun geri kalan yerleri için durum aynı değildi her ne kadar çok kötü yaralanmasa da. Vücudundaki sıyrıklar canını çok yakmıyordu fakat bacağındaki yara ayağa kalkmasına engel oluyordu.
Yavaş yavaş sürünerek motorunun olduğu ağacın yanına gelip onun da haline bakıyordu ve onun da durumu berbattı. Ayağa kalksa bile motorunun çalışacak hali yoktu. içinden küfürler ederek ağaca yaşlanmıştı. Ve yola doğru şöyle bir baktığında yoldan nerdeyse hiç aracın geçmediğini anlıyordu. Bunu anladığı zaman sanki bacağındaki yaranın acısı daha da artmıştı.
Berbat bir halde olduğunun farkındaydı. Bir yandan canı acırken bir yandan da ne yapacağını düşünüyordu. Bu halde ne bok yapabilirim diye geçiriyordu içinden. Bir araba bir araç geçmesini umut ediyordu fakat o ağacın dibinde geçirdiği bir iki saatten sonra boşa bir umut olduğunu çok net anlamıştı.
Saatler geçtikçe aklına daha kötü şeyler de geliyordu. Bilmediği bu ormanda başına ne gelebileceğini düşünüyordu, havanın kararmaya başlayacak olması da ayrı bir sorundu. Her şey böyle berbat bir haldeyken aklına çantası geldi. Onda kamp malzemeleri olacaktı. Bir çadır yapacak halde olmasa da en azından hava karardıktan sonra yatacak bir yeri olabilirdi. Sürünerek çantadan malzemeleri alıp motorunun yanına geçti ve motorunu ağaca güzel bir açı ile yaslayıp kendine altta içine sadece vücudunun üst kısmını sokup koruyacak kadar bir boşluk yarattı. Ve o boşluğunun üstünü de bir şekilde kapadı.
Bacağının acısının şiddeti gittikçe artmış ve artık zor dayanıyordu. Son gücüyle de uyku tulumunun içine girip yatmıştı. Aklında da bir sonraki sabah ne yapacağını düşünürken acıdan ve yorgunluktan uyuyakalmıştı ormanın gizemli sesleri eşliğinde.