melih gökçek vs kemal kılıçdaroğlu

entry295 galeri
    261.
  1. çok yazmak istiyorum bu başlığa.

    ama garip bir ülkede yaşadığımızdan ve yazdıklarımızdan dolayı bir genellemeye kurban gitme ihtimalimiz yüksektir.

    hemen "şucu, bucu" ilan ediliriz.

    ayrıca bu gibi cümleleri kuran insanlar daha çok "şucu,bucu" ilan edilir.

    ben şimdi yukardaki şeyi yazsam, sonra da "melih gökçek tam çirkef" ya da "kemal kılıçdaroğlu sustu kaldı" desem hemen bir tarafa itilir, o tarafın en keskin savunucusu gibi gösterilirim.

    bu entry için demiyorum.

    bu entryi kimse siklemeyecek bilincindeyim.

    ben bu görüşün yani "şucu,bucu ilan edilmek istemiyorum" görüşünün bilinçaltındaki anlaşılışı çok farklı oluyor.

    yani bu görüş de demeode oldu gibi.

    yani bunu diyenler de bir tarafa itilmeye başlandı.

    ya da tarafsızlığa mahkum edildi...

    "tarafsızsan bir tarafsın, tarafsızlığa tarafsın, ortada kalma görüşün sallanmaz, demokrasilerde ortada kalanın görüşünün değeri yoktur" şeklinde bir görüş hızla yayıldı.

    tabii ben babalarımızın ya da dedelerimizin "hiçbir şeye karışma, ne mitinge git, ne protestoya katıl, dayak yeme, ortada kal" şeklindeki bizi korumaya çalışan görüşünü benimsemiyorum.

    ben olayları tek tek değerlendirenlere kızanları anlamıyorum.

    bazı insanlara, gazetelere, dergilere anlam veremiyorum.

    onlara göre bir görüş, bir tarz, bir duruş var. hatta bir makina var. olayları o makinaya sokarız ve görüşü ona göre belirleriz.

    yani farklı olaylara farklı görüş belirtemeyiz. hep bir düşünce kalıbı ve ona göre gelişen görüşler.

    bu anlamda farklı uç gibi görünseler de cumhuriyet ve vakit gazeteleri bana aynı geliyor.

    cumhuriyet vakit'e oranla çok daha okunur olmasına rağmen okumasam da cumhuriyet yazarlarının melih gökçek vs. kemal kılıçdaroğlu hakkında neler yazdıklarını tahmin ediyorum.

    vakit galiba "kemal sustu" cinsinden konuşmuş.

    bekliyordum, olmuş.

    bir gün de vakit de kemal aslında doğru konuşuyor şeklinde bir yazı okuyabilir miyim acaba deyu meraklar içindeyim.

    şimdi yazdığım bu görüşü savunanların da bir yapıştırması vardır mutlaka.

    hani bir şeyi yazarken parantez içinde ben şahsen şucuyum, fenerliyim var ya...

    onu yapıcaktım az kaldı.

    hani herkesin bir yapıştırması vardır yazıyor -okuyan varsa- 3 satır yukarıda.

    işte o sözcükler zaman'ın "yaftalamadan düşünün" reklamına benzedi.

    hemen belirteyim zaman okuru değilim.

    güzeldir bu hemen belirtmek, yönümüz, duruşumuz, omurgamız belirlenir, hemen belirterek kurtuluruz biri hariç dinci, liboş, laikçi sözcüklerinden.

    o biri de bize uygun görülendir.

    of yine zaman gibi oldum.

    belirttim ya demin.

    okumuyorum zaman. yani düzenli okumuyorum. milliyet okuyorum düzenli olarak ve sevdiğim bazı yazarlar var. onları okuyorum netten. (yaptım en sonunda)

    demek istediğim şu. bir olayı görelim, olaydaki kişilerin sözlerini okuyalım, grüşleri okuyalım ve aklımıza yatanı seçelim. bir görüşü direk savunmayalım.

    gelemedim bir türlü melih ile kemal'e.

    ben yatılı okulda yattığımdan * ve televizyon mamevcut olduğundan mütevellid izleyemeyeciğimi sanıyordum.

    ama her yerde bir kurtlar vadisi hayranı vardır ve o hayran vadi'yi her türlü izler, arar, bulur, delidir, delisidir.

    işte bizim okulda da onlardan varve bu aralar gösterilmiyor ama zamanında sikindirk bir televizyon vasıtasıyla izliyorlardı perşembeleri.

    bu sikindirik televizyon böyle küçük ekranlı, kanalı tutturmanın çok zor olduğu portatif bir aletti.

    işte benim aklıma geldi ve bir teklif üzerine, -herkes teklifi bekliyormuş gibi- bu büyük derbi için televiyonu almaya karar verdik.

    derbi için tüm hazırlıklar tamamdı. zor da olsa kanalı tutturduk. arada gitti tabii ama buna da şükür.

    izlediğimden çıkardığım sonuç şu ki: ben hiçbir zaman melih gökçek karakterinde bir insnla tartışamam. tartışsam da çok sinirlenirim. kemal kılıçdaroğlu'nu tebrik etmek lazım. sabırlı adammış.

    sonrası tam bir sağırlar diyaloğuydu. iki taraf da birbirini dinlemedi, soorularını cevaplamadı ama kimse yalanlayamaz bunu en çok melih gökçek yaptı.

    sesi derbinin son düdüğünden sonra bile beynimde çınlıyordu.

    bir sonuç çıkmayacak bari gülellim deyu espriye vurduk biz de olayı.

    sonra kemal abi de bize katıldı, daşşak geçercesine - ya da ben öyle anladım- "olur yaparız, tartışırız, ok man" tarzı konuşmalrıyla bizi güldürdü.

    ve son söz:

    belgelerin havada uçuştuğu bu tartışma lise münazarası düzeyine bile erişemeyerek belgelere geçti.

    bu arada cumhuriyet de okumuyorum.

    zaman da okumuyorum demiştim değilmi demediysem hemen belirteyim.
    4 ...