bu konuda bir süredir sözlüklerde yazılanlara bakıyorum. "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak" üzerine tez yazsam sözlükler benim argümanıma çok şey katardı herhalde...
"sinsi, vatan haini, işbirlikçi, sorosçu, kahpe, sözde aydınımsı" diye nitelendirdiğiniz insanları bir defa dinlediniz mi? bir defacık olsun "ermenilerden özür diliyorum ama niye diliyorum" kısmını anlayabildiniz mi? ben az önce oral çalışlar ve baskın oran'ın tv den dinledim izledim. bundan sonra entryimi giriyorum zaten. azıcık kafası çalışan bir insan "nehuuu özür mü layn neyin özrü bu! onlar yaptı asıl katliami" demeden önceden bu adamların niyetlerini bir öğrenir, ona göre şuraya iki satır yazar veyahut başlık açar.
yalın bir dille anlatacağım lafı dolandırmayacağım; bu aydınlar "bizce ermeni soykırımı yapılmıştır ve bunu bütün dünya kabul etmelidir-tanımalıdır" demiyor! burası çok önemli. temel dertleri 1915 deki utanç verici olaylar. bunun özrünü kendi adlarına (bak devlet adına değil) diliyorlar ve bunu bir iyi niyet adımı olarak yapıyorlar.
hemen şunu soracaksınız biliyorum; peki bu aydınlar ermenilerin türklere yaptıkları vahşetin farkındalar mı? elbetteki farkındalar ve o olaylarıda lanetliyorlar. işte zaten "iyi niyet adımı" dediğimiz kısım burada başlıyor. karşılıklı yaşanmış olayların üzerini kapatmıyorlar ve yıllardır bizlere ezberletilmiş olan bilgilere isyan ediyorlar. toplumları tarihleri ile yüzleşmeye davet ediyorlar.
"bugün türk toplumundaki aydınların özürü yarın ermeni toplumundaki aydınlarında karşı özürünü getirebileceğine inanıyorlar."
bugün bu olayın medeni bir biçimde bu topraklarda tartışalabilmesi önemlidir ve tarihi ile yüzleşmeyen kendi bildikleri doğrultusunda ilerleyen ermeni diasporasina ve türk faşistlerine tokat gibi bir derstir.