1) bulunduğu ortamın (tercihen bir kutu) sıcaklığına dikkat edin. Gün gün kontrol edin.
2) yumurtadan çıktığı ilk gün ‘ay hiç bir şey yemedi, içmedi, ölecek.’ diye paniklemeyin. ilk gün tam anlamıyla ölü gibi uyuyorlarmış. ikinci gün itibariyle yeme içmesini kontrol edin.
3) bir şeyi yemiyorsa zorlamayın. Ciddiyim. Örneğin ılık suyla ince bulguru ıslattınız ve yemesi için bıraktınız, saatler sonra bir de baktınız ki tüm bulgurlar kurumuş halde duruyor; işte tam bu noktada ‘aman canım onun doğası bu. Yer elbet’ demeyin, farklı bir şey verin.
4) ötüşlerini mutlaka dinleyin. Bir kulağınız kesinlikle onda olsun. iki üç gün sonra adeta sizinle konuştuğunu ve ne derdi olduğunu söylediğini fark edeceksiniz.
5) herhangi bir şekilde ıslanır ya da terlerse tişörtünüzün eteğine gevşekçe sarıp tamamen kuruyana kadar pışpışlayın. Sakinleşip uyuyacaktır. Tamamen kurumadan da yerine koymayın. Asla saç kurutma makinesi gibi bir cihazla kurutmaya çalışmayın.
6) hafif hafif uçma denemeleri, kanat açmalar yapıyorsa kutusunun üzerine tül koyun. Ne zaman uçma becerisi kazanacakları belli değil. Bir anda uçuveriyorlar.
7) ikinci haftayı bitirene kadar Çeşme suyu vermeyin. ilk iki hafta ılık içme suyuna biraz şeker ya da birkaç damla sirke katıp verin.
8) ikinci haftanın başından itibaren mümkün olduğunca dışarı çıkarıp börtü böcek yemesini, eşelenme güdüsünü tatmin etmesini sağlayın. Ancak asla yalnız bırakmayın. Sürekli yanında olun.
9) büyüdükçe birbirinize alışacaksınız. Siz mutfağa gittiğinizde oturma odasındaki kanepenin koluna çıkıp kafayı uzatma suretiyle yeri göğü inleterek ötebilir. işiniz bittikten sonra hemen yanına dönün. Çünkü asla pes etmeyip ötmeye devam edecek.
10) büyüdükten sonra kesip size yedirmeyecek birine verin.