97. yılını kutladığımız zaferimizdir. bu dinci simsarların içimize içimize işlettiği karanlığı öksürüp tıksırıp atmamız için bir vesiledir. Hatta 24-30 Ağustos bir Zafer haftası olarak kutlanmalıdır.
zavallılar yönetiyor bu ülkeyi. o kadar zavallılar ki, kendi atalarının yedi düveli savaş meydanında dize getirdikten sonra masada da söke söke aldıklarına çamur atmaya cüret etmelerini geçtim; iktidar olarak bu antlaşmayı kendi öncüllerinin imzaladığını gururla anlatacak yerde karşısına çıkmaya kalkıyorlar. neyle hem de, zaten içinde namaz kılma olanağı olan ve dinlerin ortaklığının simgesi bir yapıyı tamamen camiye çevirme işiyle. bravo be, ne zafer!
normalde bunu zafer olarak görecek kafa yapısı, radikal dinci ve toplumun çok sınırlı kesimini oluşturabilecek şekilde tüm derdi ve yaşama gayesi dini olgularla örülü bir insanlar grubuna ait olmalıydı. maşallah biz bunu iktidar partisi tabanına yaymışız, bravo demekten başka birşey demiyor, diyemiyorum. ki o olaydaki mahkeme kararının emsal gösterilerek Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının mülklerine osmanlı zamanından kalma vakıfların hak talepleri ile el konmasının önünü açacak şekilde bu işin yapılmış olmasıyla, lozan müzakere masasındaki türkiye cumhuriyeti heyetinin eylemlerini karşılaştırıyorum da.. yazık be.
son olarak, 1912 yılında imzalanan antlaşmanın da adı olan antlaşmadır. 1912 deki antlaşma uşi kasabasında imzalandığı için iki antlaşmayı ayırmak amaçlı uşi antlaşması olarak geçer. bu fesli türevi yalancılar bu detayı anlatmadan ege adalarını lozan antlaşması ile verdik derler. doğrudur doğru olmasına da, o antlaşmayı imzalayan osmanlı devletidir, tarihi daha eskidir.