enderun sevgiler

entry547 galeri
    293.
  1. Elemanın birisi yürümektedir,az ilerisinde yaşlı bir amca görünür elemana. bu amca almış omzuna uzunca bir sopa,sopanın iki ucunda sopaya iple bağlı içleri dolu iki su kovası,yavaş yavaş yürüyor bomboş bir tarlanın etrafında, eleman çözememiş yaşlı amcanın amacını ve bir köşeye oturup izlemeye başlamış yaşlı amcayı, saatler geçmiş amcanın hareketlerinde bir değişiklik yok,tarlanın etrafında sistemli ve aynı dinginlikle yürüyüp durmakta,tarlanın etrafını defalarca dolaşmakta...en sonunda dayanamamış ve amcaya seslenmiş;

    -amca saatlerdir seni izliyorum, yaptığın şey hep aynı, saatlerdir omzunda o sopayla tarlanın etrafında dönüp duruyorsun, bunu yapmaktaki amacın nedir?

    -evlat,ben hergün sabahtan buraya gelirim akşama kadar bu tarlanın etrafında dönüp dururum...
    -amca tamam onu anladım,ama neden bunu yapmaktasın?

    -erdemliliğimi ölçüyorum evladım

    -erdemliliğini nasıl ölçüyorsun amca?

    -bak evlat,hergün alırım omzuma bu sopayı tarlanın etrafını dolaşırım,ağzına kadar su ile dolu olan bu kovalardan akşama kadar tek bir damla bile dökmeden tarlanın etrafında dolaşırsam erdemliliğimi sınamış oluyorum.

    -ooooooo amca erdemliliği sınamak için bundan daha kolay bir yol yokki,almışsın omzuna sopayı,bomboş,in cin olmayan dümdüz tarlada dolanıp duruyorsun,madem erdemliliğini sınayacaksın gel seni pazar alanında kalabalığın içinde görelim...

    -nasıl yani genç,ben anlamadım?

    -yaaaa amca sıçarsın işte o zaman,bakbakalım kovan da bir damla su kalıyor mu?

    şimdi ben bu yazıcının yazdıklarını okuduğumda nedense aklıma hep bu yaşlı amca gelmekte,klavye başında erdemliliğini ölçme gayretini gözyaşları içinde takip etmekteyim.
    açtığı başlıklara baktığımda lokalizasyonu aşabilmiş tek bir başlığına denk gelmedim,en son, yunan gençliğinin yarını yaratıcılığa gebe bıraktığı yıkıcılığının ortaya çıkarmış olduğu dalganın anti-tesiri altında kalarak açmış olduğu bir lokal başlık daha var,yeryüzünde ne meydana gelirse gelsin yazarımız rutinliğini devam ettirmekte ve artık kabak tadı vermeye başlayan devamlı ve mutlak bir şekilde tam matine çalışan bir nostalji yaşatmakta bizlere.bir bakıyorum vatan-millet-sakarya-islam okey dörtlüsünün okey oynadıkları masa da islam rolünde hırslı bir şekilde okey atmaya dönmekte, bir bakıyorum sakarya ruhu silüetine bürünüp okeyde eşi olarak karşısında oturan vatana ayak parmaklarıyla masa altından taş uzatmakta,bir bakıyorum masadan taş çalan millet rolünde,bir bakıyorum masa dakilere çay dağıtan kahveci fetoş rolünde... ama yadsınamaz bir dinginlikle hep masa da,sandalye-masa arası coğrafya da erdem ölçmekle meşgul.

    atkins'ın beslenme konusundaki önerileri(atkins dieti diyelim oradan anımsayın) işimli bir başlık açsam,başlığın altına dağ da terorist peşinde koşan askerlerimizin düzensiz beslenmelerinide unutmayalım beyler şeklinde bir başlık açması kuvvetle muhtemeldir, ya da anadolu halk edebiyatının dünü ve bugünü isimli bir başlık altına, anadolu daki insanlarımızın huzuru ve mutluluğu için savaşan kahraman askerlerimizden neden bahsetmiyorsunuz şeklinde bir vecize yazmasıda olasıdır...vatan-millet-sakarya-islam okey dörtlüsünün, kişinin algılama ve biçinlendirebilme etkinliği üzerin deki yıkımının ortaya çıkarmış olduğu bu farkındalıklar bugün kan politikası yapan tüm kompradorların genetiğine dahil olmuş farkındalıklardır. tüm hayatsal faaliyetlere karşı anti-tez olarak ortaya sunulmasından ötürü kutsallıkları bile laçkalaştırılan şehitlerin üzerinde okey oynayan vatan-millet-sakarya-islam dörtlüsünün erdemliliklerini yerine getirme etkinliklerinin ortaya çıkardığı erdemsizlikleri bu ülkenin aydın ve çağdaş erdemli insanları mutlaka tarihin kirli çöplüğüne atacaktır. tarihsel döngünün bundan kaçışlığı tarihin üzerinde anlamlandırıldığı skala baz alındığında mümkün değildir. ve bu dörtlü bu skalayı baz almak zorundadır,zira bu dörtlünün özünü oluşturan paradigma tamda bu skaladan beslenmektedir,zira bu skalanın bir ucunda yaratılış,diğer ucunda kıyamet bulunmakta,bu dörtlünün nefes alıp verdiği alan bu ikisi arasında kalan alandır, yaratılış ile kıyamet arasında kalan herşey yokolmaya muktedirse bu erdemsizliklerde yok olmaya muktedirdir,tarihin doğası gereğince bu şekildedir.

    masa başında erdemlilik sınaması yapan sözümona vatan sevicilerinin,kalabalıklar arasın da,meydanlar da erdemlilik sınaması yapmalarını beklemekte bizim ironimiz olsun. bakalım kalacak mı kova da 1 damla su. aslolan erdemlilik damlamaya engel olacak dinginliği göstermek değil,damlaların sürekli damlamasını mümkün kılmaktır, zira taşı delen damlaların sürekliliğidir. kovanın altını delde öyle gel meydan daki bu insan halayına vatandaş.
    3 ...