islam alimlerinin dini hükümleri farklı yorumlayışları sonucu ortaya çıkmış olan mezhepler, müslümanların birbirlerini ötekileştirmeleri için bir araca dönüşmüştür.
hak kabul edilen dört mezhep (sünniler açısından) bile kendi içlerinde "haram" ve "helal" gibi temel kavramlarda çelişkiler taşırken, mezheplere nasıl inanacağız?
allah'a, meleklerine, kitaplarına vs. iman etmek gerektiği gibi mezheplere de iman etmemiz mi gerekiyor yoksa?
müslümanlar, bölünme konusunda o kadar iştahlı bir topluluktur ki aynı mezhep içinde yer alan bir cemaat bile başka bir cemmate öcü gibi bakar ve içine dahil edeceği kişiye önce sağlam bir tövbe ettirir. diğer cemaatte gaflet içinde geçirdiğiniz yıllarınız için allah'tan özür dileme seansları... utanmasalar zaten müslüman olan adama tekrar kelimei şehadet getirtecekler.
birbirlerini dindışı sayacak kadar ileri giden şiiler ve sünniler arasındaki ihtilaflar ise daha da içler acısıdır. yüzlerce yıl komşu olduğumuz iran'la hep kanlı bıçaklı oluşumuz, yavuz'un binlerce aleviyi kılıçtan geçirmesi falan hep bu sebeptendir. hz. ayşe'ye fahişe diyecek kadar aşırı uçlara giden şiilerle yezid'e hazret diyen densiz sünniler arasında yüzlerce yıldır körüklenen bir öfke. bin yıldır her yıldönümünde zincirlerle dövülerek tekrar tekrar kanatılan bir yara. aynı dine inanan ama herkesin birbirine şüpheyle baktığı bir coğrafya. altı günde bozguna uğrayan bir arap ordusu, sekiz yıl birbirini katleden iki komşu ülke...
işte mezheplerin bizlere kazandırdıkları.
sizce bu mezhep denen şey çok süper birşey olsaydı hz. peygamber biraz olsun çıtlatmaz mıydı çevresindekilere.
tekrar söylüyorum insan olmadan müslüman olunmaz.