bir şekilde günü tamamlıyorum. yatılıyor. yeni bir gün başlıyor. Durum tamamen aynı. Son bir gün daha veriorum. uyanıyorum. Sol kulak hala sağır.
çıldıracağım. sol tarafımdan biri konuşuyor, duymuyorum lan, kelimeleri bile seçemiyorum. sağ tarafımı dönüyorum insanları dinlerken.
Sabah içtimasından sonra komutan klasik olarak "bir rahatsızlığı olan, revire gitmek isteyen var mı?" diye soruyor.
3-5 kişi ile birlikte ben de çıkıyorum. Komutan teker teker insanların rahatsızlıklarını soruyor. Herkes grip nezle vs. Sıra bana geliyor.
-Senin ne rahatsızlığın var asker?
+(tekmil verilir) Komutanım duymuyorum. Sağır oldum.
-... Nasıl lan?
+Bayağı komutanım. 2 gün önce uyandım, sol kulağım duymuyordu. Hala da duymuyor. düzelmedi. :(
-Alla alla. Olur mu oğlum öyle şey? Neyse sen de git revire tamam.
Revire gidiyorum. 5434563 askerlik sırayı bekledikten sonra hekimin karşısına çıkıyorum.
-Derdin ne asker? grip misin?
+Hayır komutanım böyleyken böyle.
-...Nasıl lan? (aynı tepki) Oğlum ben buna bir şey yapamam burda. Al sana sevk. Git hastaneye.
-asker sen ne yapmışsın böyle? Kulağın anasını sikmişsin. O tıkacı ayı gibi iterek tüm kulak kirini içeri doğru bastırmışsın, kulak zarın tamamen kaplanmış ve orda kurumuş.
+ühü sağır kalmayacağım di mi ama?:(
-Yok lan merak etme eheh. Sana bir damla yazıyorum. Bunu bir hafta günde 5 kere damlatıp kulak havada kalacak şekilde 10 dakika yatıyorsun, o kir zamanla yumuşayacak. sonra bana geliyorsun, temizlik yapıyoruz. Sakın çöp möp sokma kulağına. Al bu da raporun.
Neyse aradan bir hafta geçiyor. Damlamı damlatıyorum. Yeniden hastanenin yolunu tutuyorum. doktor vakumlu bir aletle kulağımı temizliyor ve sağırlık maceram sona eriyor.
Yani demem o ki tıkacı daha çok ses kessin diyerek hayvan gibi itmeyiniz efendim.