haftanın 6 günü boyunca işe gidip tam demlenemeden bozulan çayı içip poğaça, açma, simit kemirmişsindir. nihayet gelmiş olan cumartesi gecesi yatarken bir an önce sabah olsun da o patates kızartmalarını yutalım demli çayın dibine vuralım diye helecanla yatarsın. gece bitmek bilmez döne döne uyursun gamış gibi. nihayet sabah olmuştur kalkarsın elini yüzünü yıkar tıraşını olur takım elbiseni giyersin. evet pazar kahvaltısı bu boru değil gayet ciddiye alınması gerekir. sonra ev ahalisi kalkar sen de gider fırından sıcak eppek ve bakkaldan gazeteni alır burhan altıntop gibi sırıta sırıta eve gelirsin. sofra kurulmuştur artık. son bir kez ellerini yıkar sofraya doğru sırıta sırıta seğirtirsin.
fakat o da ne ? pattis kızartması yoktur ve masanın ortasında haşlanmış yumurta sana bakmaktadır. onca uykusuzluk onca helecan onca hazırlık hep boşadır. bir sonraki pazarı beklemekten başka çare yoktur..
