feodal sisteminin en büyük düşmanı eğitim kurumlarıydılar.
Buradan mezun olan öğretmenler tam tekmil bir köy okulu yapacak kadar donanımlı ve hatta köyde basit insan ve hayvan hastalıklarına müdahale edebilecek kadar bilgiliydiler. Ağaçlandırma, budama, aşılama dahi ellerinden gelirdi. Gittikleri çorak toprakları cennete çevirdiler, cahil insanların ufkunu açtılar. Tüm imkansızlıklara rağmen başardılar ve atatürk’ün En büyük hayali olan köy reformunu gerçekleştirmek için en büyük umut oldular.
Ancak bu durum toprak sahibi köy ağalarının işine gelmedi tabi. Enstitüler ucuz iş gücü karşısında en büyük tehditti. Toprak zengini aşiret ağaları iftira ve asılsız şikayetleriyle bu okullara ve öğretmenlere karşı çıktılar. Ve sonunda nihayet kapandı.
Geçmişteki köy öğretmeninin yaptığı tüm işleri bugün ayrı ayrı yapacak pek çok iş kolu olsa da tüm imkanlara rağmen geçmişteki başarılı sonuçları yakalamaktan çok uzağız. Evet bugün ziraat mühendislerimiz var, veterinerlerimiz var hepsi lisans düzeyinde eğitim almış kimseler ancak bir enstitüden mezun öğretmen kadar verimli olamıyorlarsa burada acilen çözmemiz gereken büyük bir yanlış var demektir.