arthur schopenhauer

entry395 galeri
    343.
  1. schopenhauer’a göre aşkın temeli cinsel içgüdülerimizde yatar. cinsel içgüdülerimizin varlık sebebi ise zevk almaktan çok, üreyerek türümüzün devamını sağlamaktır. özellikle yapılan evliliklerde olmak üzere, her aşk hikâyesinin bilinçdışında yatan yegâne sebebin, çocuk yaparak türün devamını sağlamak olduğunu savunur.

    schopenhauer’un pek romantik bir adam olduğu söylenemez, hatta aşkı bir yanılsama olarak görür ve onu sevimli bir canavar olarak betimler. “aşkta ve evliliklerde” der, “gerçek maksat üretilecek çocuktur.” hatta bu yüzden mesela, erkeklerin dolgun göğüslü kadınlardan hoşlandığını söyler, çünkü dolgun göğüslerin kadınların üreme işlevleriyle doğrudan ilişki içinde olduğunu ve çocuğa bolca besin temin edilmesine aracı olacağını belirtir.

    ya da gene aynı şekilde erkekler geniş kalçalı kadınları beğenir (bkz: kim kardashian) çünkü kadınlardaki geniş ve dolgun kalçalar rahat doğum yapabileceklerinin göstergesidir. bu arada erkeklerin her 7 saniyede bir seks düşündüğüne dair bir dedikodu da var ama, yok daha memeler!

    schopenhauer, kadınların erkeklerde yüz güzelliğinden çok, güçlü bir kemik yapısı, geniş omuzlar, cesaret ve zekâ gibi özellikler aradığını söyler ve insanların, kendilerinde olmayan özelliklere sahip kişileri sevmeye daha meyilli olduğundan bahseder. mesela kısa boylu erkekler uzun boylu kadınlardan daha çok hoşlanır, çünkü kısa boylu bir erkek uzun boylu bir kadın aracılığıyla bir çocuk meydana getirecek olduğunda, kendi zayıflığını ve kusurunu biraz olsun azaltmış olacaktır.

    türümüzü devam ettirmek için bu kadar gayret etmemizin sebebi ise, ileride doğacak çocuklarımızın bizim ölümsüz tarafımızı simgelemeleridir. bu anlamsız ama harikulade dünyaya kalıcı bir şeyler bırakma güdüsü yani. sonuçta çocuk dediğimiz şey, bizim güncelleyip geliştirerek bir üst modelimizi oluşturmaya çalıştığımız bir denekten başka nedir ki?

    kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=bOTyEL2ETY4
    4 ...