Bir grubun,kitapkurdu, müzik zevklisi, entel dantelliğin nirvanasından selam çakmalısı biriyle kitap üzerinden bağlanıp,
- Merhaba,nasıl gidiyor?
- iyi nolsun, kitaptayım şu an. Az kaldı bitecek.
- Aa ne güzel. ( hemen bi görsel kitaplık önü hava atmalı).
- Hımm. Hırsızı oluruz bir gün.
- Yaa çok tatlışsın. Hırsızım ol desem koymaz bu cümle gerçekten.
(Tatlış? Vay abk)
Neyse sonraki muhabbet ben çok samimiyim, sağlam kitap okuyucusuyum,he he güzelim falan geçti.
Bu eve geldi benim,kardeş kardeş takıldık,onun bende aradığı tık yok vs. Her dediiimi de yapıyor ,yaptıkça buz kesiyor git la git isteğiyle kuduruyordum.
- şey,dicem(aradan küsür gün geçmiş) benimle evlensene sen. Sen aradığım,eksikliğini duyduğum kişisin, bak yaşımızı düşün lütfen acele olmadığını göreceksin
- Oha. Bir dk. Senden etkilenmedim ki yahu ben, bedenim ısınmaz yanında benim.
- Uff. Bak böyle şeyler geçici, tutkudur şudur budur.
- Ee , ölek mi lan o zaman nasılsa hayatın da sonu var diyip.Tutkunun yeşermediği yerde çöp olurum çöp.
Bir daha arama uzama sakın bana. Sakın.
*
Hoop,olduk mu ulaşılamayan ciğer. Yedik mi bol kepçeden yaralı ego cümleleri.
Ohh afiyetle yedim hem de. Ona da y.sepetinden iki soğuk su siparişi geçtim.