Bu aralar istibdat döneminden itibaren Mondros'a kadar olan kısmı araştırıyorum deli gibi. Taze bilgilerimden enteresan olan birkaçını paylaşayım.
Abdülhamid çok fazla paranoyak olduğundan dolayı özellikle istanbul'da yaşayan halkta birbirini ispiyonlama geleneği aşırı artmıştı. Çünkü bunlar saray tarafından kabul görüyordu ve ispiyoncular ödüllendiriliyordu. insanlar yakınlarını sırf 3 5 kuruş para alabilmek adına saraya ispiyonluyordu. Bu tip fişlemelerin ve başkalarının hakkında bilgilerin kayıt edildiği belgelere de jurnal denirdi.
Hatta bir jurnalde babasını şikayet eden bir kişi babasının "paşabahçe'den (Anadolu yakasında) yıldız sarayı'na (Avrupa yakasında) tünel kazdığını ve birtakım kötü işler yapacağından endişelendiğini" belirtmiştir. Bununla alakalı da tahkikat yapılmıştır.
Paranoyaklığın boyutunu düşünün.
31 mart vakasından sonra daha da etkin hale gelen ittihat ve Terakki bu jurnallerin çoğunu meydanda yakmıştır. Jurnallerin yakıldığı gün istanbul'da resmen bayram havası esmiştir. Kim bilir kimlerin ne tür gizli bilgileri vardı orada.