Galiba yine uzun bir yazı olacak. Çok büyük ihtimalle de kimse okumayacak. Ben sadece buraya içimi dökebildiğim için buraya yazıyorum. Kalbimi birine açabilseydim siz yazarlara bu uzun entry zulmünü yapmazdım. Çayımı da aldığıma göre yavaş yavaş başlayabilirim.
Bu yazıyı sana ithafen yazıyorum sevgili f.
Aslında seni daha uzun zamandır tanıyorum. Ama bana çok çok uzak her gün yanımdan geçen sıradan biriydin benim için. Hatta pek de hoşlanmadığım hatta ve hatta gereksiz bulduğum. Seni eksik tanımışım ben f.
ilk kez kalbini gördüm, gözlerinin içine baktım. Ve o an gözlerindeki yaşama sevinci mi her neyse o parlaklığa sebep olan alıp götürdü beni. Tüm akşam o gülüşü düşündüm istemsizce. Yeni tanışıyorduk aslında. Tanışmak için ilk adımın gibiydi. Seninki sadece ufak bir espri bir merhabaydı belki. Ama ben o içimdeki hızlı geçisi sana anlatamam. itiraf edeyim senden daha o günden beri hoşlanıyorum. Aylar geçti üzerinden. Hep hafiflemesini istedim. Araya giren olaylar olsa da bazen uzak olsak da ben ilerlemesini engelleyemedim. Seninle arkadaş da olduk belki ama hala sana çok uzağım biliyorum. Hiç hayal ettiğim yakınlık olmayabilir belki, bunu da biliyorum. Çok denedim f. Önce basit sandım çok denedim. Ama galiba artık sana aşığım. Ve senden hiçbir belirti yokken sana bunu söyleyemiyorum. Seni hepten kaybetmek istemiyorum. Geçecek mi duygular sadece arkadaş kalabilir miyim seninle bunu da bilmiyorum. Artık seni her gün göremiyorum. Uzun bir müddet de göremeyeceğim. Gözden ırak gönülden ırak olur mu derken galiba seni daha çok düşünür oldum.
Elimizde birer çay var karton bardakta. Yürüyoruz okulun bahçesinde. Ve sen bana gülüyorsun yine gözlerinin içi parlayarak. Hatta bu sefer görebiliyorum gözlerinde kendimi. Senin yanında bir yerim olmuş hissediyorum hayalimde. Fazla bir hayalim yok ki çünkü uzağı göremiyorum. Seninle gelecek olur mu bilmiyorum. Bana yol göstermeni o kadar isterdim ki. Gülerek yaptığımız konuşmaların içinde aşk olmasını o kadar isterdim ki...
Bana aptal deme nolur. Ama söylemeliyim. Şu duyguyu yaşamadan gitmeyelim be şu dünyadan. Bi kere sarılmadan sana gitmeyeyim. 1 günümü sadece seni görerek geçirmeden gitmeyeyim. Bana aşkla bakan parlak gözleri görmeden gitmeyeyim istiyorum.
Ben ne fark ettim biliyor musun? Ben ona, ilk aşkım dediğim kişiye aşık değilmişim. Sevdim onu evet ama sevdalanmamışım. Ama sana deli gibi aşığım. Kimse duymaz ikem haykırmak istiyorum bazen bunu. Sana aşığım...
Birkaç gecedir kendimi dua ederken buluyorum. Seninle olmak için dua ederken. Kalbimden ruhumdan istiyorum seni.
Mükemmel değilsin görüyorum ama sen hata yapınca gözüme batmıyor bile. Aşk bu değil mi? Benim gözümden sana bakmak...
Sana bakınca babamı görüyorum bazen. Onu çok sevdiğim gibi seni de çok sevdiğim aklıma geliyor.
Kalbime söz geçiremiyorum be f. Ama dilim de çözülmüyor sana. Senden korkuyorum, senden emin değilim. Beni sevebileceğin, anlayabileceğin, saygı duyabileceğin neden şüphe bende? Bunu düşününce yanlış kişiye aşık olmuşum diyorum bazen. Ama yanlışı doğrusu var mıdır bu işin? Senle ben olduktan sonra eğrisiyle doğrusuyla kabul etmez miyiz birbirimizi?
Sana yüzüne söyleyemediğim son sözlerimi yazayım:
Seni seviyorum f. Tüm kalbimle seni seviyorum. Sen de beni öyle sev istiyorum. Belki bir şansımız olsa sonsuz oluruz diyorum. Sarıl bana bırakmayacağını hissettirerek. Sen de tüm kalbinle sarıl. Gözlerinle gülümse hep bana. Hani tüm dişlerin görünün kocaman gülümsemen var ya işte onunla gülümse. Birbirimizi sevsek bu hayat bize yeter. inan etrafımızdakiler umrumuzda olmaz. Gel yeter ki artık. Seni çok seviyorum.